Translate

Bu Blogda Ara

205-SERMAYENİN KÜLTÜR VE SANAT’A DESTEKLERİ (1)


Evrensel gazetesi
kadraj köşesi
22 şubat 2013
205-
özcan yaman




SERMAYENİN KÜLTÜR VE SANAT’A DESTEKLERİ (1)

 “1930'larda Alman burjuvazisi kendine bir führer buldu ve Hitler faşizmi adım adım önce kendi ülkesini ve halkını esir aldı, sonra tüm dünyayı ikinci dünya savaşı felaketine sürükledi. Sonrası malum. Ya bugün?  Bugün ABD'nin neocon führerlerinin badem bıyığı yok. Üstelik kendi ülkelerinde tam bir Hitler rejimi uygulamıyorlar, henüz. Ama dünyada uygulamaya başladılar bile. Ve başlayan savaş felaketinin sonrası hiç de malum değil. Öyleyse, bugünü de görmek üzere bakalım geçmişe…”
(Yılmaz Onay’ın 8 mayıs 2005 tarihinde “Faşizmin yenilgisinin 60. yılı” için düzenlenen gece de gösterilen “Savaş El Kitabı” filmine yazdığı önsözden.)

Biliyoruz ki sermaye ranta çevirebildiği her şeyi kullanır. Çevre-Doğa-İnsan-Sağlık-Sanat-Bilim-Elma-Armut-Su-Ev-Bark-Üniversite-Hapishane-Toplama kampı-Uzay-Ay-darbeler ... boşlukları aklınıza gelen kelimelerle doldurun. Bunların hepsi sizden önce sermayenin aklına gelmiş ve tüketim alanları içine çoktan girmiştir bile... Aslında büyük sermaye gruplarının hayırsever, sosyal sorumluluk projelerine değinerek bienalleri sorgulayacagiz.
İktidar kim yada kimlerdir? Sermaye mi? Asker mi? yoksa demokrasi(!) ile gelen hükümetler mi? veya onların yönettiği devlet erki mi? Demokrasi ise nasıl bir demokrasi?
Aslında bu soruların yanıtları yüzlerce kez verilmiştir. Örneğin dünyada yapılan askeri faşist darbeler incelendiğinde daha bir netlik kazanırlar. Hitler’in iktidara gelmesinden Şili’deki, Arjantin’deki ve Türkiye’deki darbelere kadar sermaye şirketlerinin  o muazzam güçleri ortaya çıkar. Bizlere ise demokrasi ile bir deli adamın (Hitler) ortaya çıkarak nasıl iktidar olduğu masalı anlatılır. 1980 darbesini ise başta Kenan Evren olmak üzere 5 generalin ‘kardeş kavgasını ortadan kaldırmak için’ kolları sıvadıkları anlatılır. Aynı masallar diğer darbe/darbeler geçiren ülkeler içinde anlatılır. Costa Gavras’ın “Sıkıyönetim” ve “Ölümsüz Z” belgesel filmleri bu durumları görselliğe dökmüştür. Eduardo Galeano’nun “Aynalar” kitabı (Sel Yayınları) ve Türkiye gerçeğini ise İktisatçı Mustafa Sönmez “Türkiye’de Holdingler ve Kırk Haremiler” adlı çalışmasıyla kalıcılaştırmışlardır.
Hepimizin bildiği, içtiği, giydiği ve kullandığı büyük markalar  ne kadar masumdurlar? Hitler ve nazi gençleri tarafından çok beğenilen ünlü giyim markası “Hugo Boss” yıllarca SS subaylarını giydirdi. Özellikle nazi subayları için üretilen kahverengi mont ve gömlekler unutulmazlar arasındadır. “Coca Cola” Naziler için portakal aromalı bir içecek tasarladı. 1936 ve 1939 dünya olimpiyatlarının sponsoru oldu. Gamalı haçlı açacakları ile bol görsel malzemeleri antika olarak dolaşımda bulunuyor. 1941 yılında “Fanta” adı ile Alman pazarına giriş yaptı. Daha detaylı fotoğraflarla görmek isterseniz:
(http://www.dodokolik.com/yazi/ilginc/314/naziler-icin-calisan-dunya-devleri/) internet sitesini ziyaret edebilirsiniz. Hepsi bu mu? Tabii ki değil, “Krupps” markası (evlerimizin en sevilen ufak mutfak aletleri üreticisi) Hoover, Siemens,   gibi liste artarak devam ediyor. Mahkûmlar ayrıca, Thhssen, Varta, Bosch, Daimler Benz, gibi Nazi çılgınlıklarının ekonomik temelini teşkil eden başka şirketler için de çalışıyorlardı.İsviçre bankaları mahkûmların altınlarını (mücevherlerini ve dişlerini) Hitler’den satın alarak dünyanın parasını kazandılar. Altınlar, sınırın kanlı canlı kaçaklara karşı sıkı sıkıya kapalı olduğu İsviçre’ye şaşılacak kadar kolay giriyordu. Unilever, Westinghouse ve General Electric firmaları da Almanya’daki yatırımlarını ve kazançlarını katladılar. Savaş bitince ITT firması, müttefiklerin bombardımanının Almanya’daki fabrikalarına verdiği zararı gerekçe gösterip milyonluk bir tazminat kazandı. ITT Tazminatı kazandı da çok mu masum kaldı? Nerdeee oda hemen yeni tezgahlanan darbelere para akıttı. ABD uzmanlarının yönlendirmesiyle geliştirilen bu operasyonlar Arjantin, Şili, Bolivya, Paraguay, Uruguay, Brezilya,Yunanistan ve Türkiyegibi ülkelerde darbelerde rol alıyorlardı...

Haftaya devam edeceğiz...