Translate

Bu Blogda Ara

459-İFSAK blog yayında...Evrensel-26 Temmuz 2019-Özcan Yaman



İFSAK blog yayında...
Dijital öncesi yıllarda fotoğraf konusunda en çok Türkçe yayınların yetersizliğinden yakınırdık. Yabancı dilde dergi ve kitap alır yarım yamalak okur okuyamasak da fotoğrafları incelerdik. Türkiye fotoğraf dünyası da dünya sahnesinde neredeyse yok gibiydi. Ama arada Ara Güler’imiz nazar boncuğu olarak istisnaydı. Nedenleri belki çokça tartışılır. Devlet desteği olmaması, teknik ve sanatsal altyapının gelişememesi vs. Türkiye’de ilk fotoğraf enstitüsü 1978 yılında İDGSA (MSÜ) açıldı. Fotoğraf, sonra ana sanat dalı oldu. Dünya ile karşılaştırıldığında epeyce geç kalınmıştı.
Geçmişe baktığımızda fotoğraf deyince İFSAK akla geliyordu. Bu günlerde 60. yılını kutlayan bir kurum. Özverili fotoğrafçılar tarafından amatörlere fotoğraf çekmeyi öğreten fotoğraf kulübü. Yıllar geçti. Dijital çağı geçeli neredeyse 25 yıl oldu. Kendini yenileyemeyenler yok olurken, yenileyenler gelişti. İFSAK bu kurumların başında yer aldı. Bir logo ve marka oldu. Fotoğrafın her alanıyla varlığını kanıtladı. Eğitiminden, gezilerine, yayıncılığından sosyal ağlara... Bir devamlılığın eseri olarak geliştikçe gelişti. Ben 1982’de MSÜ fotoğraf bölümüne girmiştim. 1981’de üye idim ve 1982’de “Bana bir şey vermiyor” diyerek ayrılmıştım. Ta ki 2010 yılında İFSAK’ı eleştirdiğim bir yazı sonrasında Tanju Akleman’in çağrısıyla İFSAK’la ilişkim yeniden başlamıştı. Söyleşiler, etkinlikler derken yıllar geçti. Bana göre Tanju Akleman ve yeni oluşan özverili ekip arkadaşlarıyla başlayan İFSAK dönemi dijital döneme ayak uydururken, klasik dernek yapısından çıkıp fotoğraf okulu niteliği kazanmaya başladı. Birçok yenilik başlattı. Son seçimlerden sonra yönetime gelen Altan Bal ve ekibi bu birikimi daha ileriye taşımaya çalışıyor. Artık İFSAK deyince bir dernek değil bir fotoğraf akademisi misyonunu görüyoruz.
Son olarak açılan ve hayata geçirilen İFSAK BLOG her yerden ulaşılan fotoğrafa dair ne varsa yer alan bir platforma doğru ilerliyor. Özellikle tez konularında araştırma yapacak öğrencilere de kaynak oluşturacak nitelikte zenginleşiyor. Bir öneri olarak (zannediyorum 8 sayı yayımlanabilen) İFSAK DERGİ’nin dijital ortama aktarılarak İFSAK BLOG’da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Derginin içerik ve konsepti teorik alanda önemli bir işlev görmüştü. Hatta kapanmak zorunda kalan GALATA FOTOĞRAFHANESİNİN çıkardığı Fotoğraf Notları ile Fotoğrafsız dergileri de bu kapsama alınırsa fotoğraf kültürü adına önemli olacaktır.  İFSAK BLOG 60. yılında bir atılım sayılır.                    
İFSAK şu çağrıyı yapıyor; “... Ve İFSAK Blog yayında! Bir dergi basmanın, basılan dergiyi dağıtabilmenin çok ama çok zor olduğu bugünlerde, üreten ve paylaşmak isteyen tüm insanların yardımına teknoloji koşuyor. İnternetin icadından bir süre sonra hayatımıza giren internet yayıncılığı birtakım engelleri daha hızlı ve daha az maliyete aşmamızı sağlıyor. Mesafe sınırı olmadan dünyanın her tarafından erişilebilmesi de cabası.
İFSAK Blog, yazmak, okumak, tartışmak isteyenlerin önündeki engelleri kolayca kaldırmak için İFSAK tarafından atılmış bir adım. İnternetin olanaklarını kullanıp sesini duyurmak isteyen, bilgisini ve fikrini paylaşmak ve okumak isteyenlerin buluştuğu bir mecra. Kuramdan teknolojiye, gezi kültüründen edebiyata, fotoğraftan resme bir günce, bir not defteri... Birlikte üretelim, birlikte paylaşalım!”


458-Fotoğrafta Kavramsallaştırma-Özcan Yaman-Evrensel-19 temmuz 2019


FOTOĞRAFTA KAVRAMSALLAŞTIRMA

“Bir fotoğraf sayfalarca yazıya bedeldir”. Bu cümleyi birçok kez duymuş ve söylemişizdir. Üstüne dikkat çekiciliği, estetiği ve hızı eklerseniz, aslında bir fotoğrafın sanat dalları arasındaki gücünü de anlatmış olursunuz.
Fotoğraf çekildiği gibi ya da üzerinde oynanmış olarak da kullanılabilir, (Fotoğrafın gerçeğinde olmayan ekleme veya çıkarmalar yapılarak, sahte bir görüntü oluşturmak). Ya da iki veya daha çok fotoğrafın birleşimiyle kolaj yapılmış olabilir. Fotoğraf günlük ihtiyaçlar listesinden, toplum, sanat ve kültür alanlarında vazgeçilmez olarak hayatımıza girmiştir.
Elbette her fotoğraf bir şeyler anlatabilir. Çekildiği andaki gerçekliği anlatabilir mesela. Ya da gerçeği çarpıtsa da amaç, sahte bir gerçek etkisi yaratmak da olabilir. Ama bir sanatçı sorgulayıcıdır. Neden, niçin sorularına yanıt arar ve kendisince bulduğu (ki bence ideolojiktir) cevapları fotoğrafı araç olarak kullanarak verir. Düşündürmek, sorgulatmak ister. Kavramsallaştırma işte burada devreye girer. Fotoğraf bu anlamda bir araçtır. Sanatın dili önemlidir. O dil tasarımdır. Duygu ve düşüncelerimizin tasarımlanması kavramsallaştırma olur. Gelelim bana bunları yazdırmaya iten etkene.Uğur Gallen isimli sanatçı. Twitter ve İnstgram fenomeni olmuş bir arkadaş.
 Özellikle sosyal medyada çalışmalarını görmüş, çağdaş sanat alanında başarılı bulduğum, bir yanıyla da fotoğrafı kullandığı için paylaşmak istedim. Örneğin mülteciler veya savaşın felaketleri hakkında bir şeyler söylemek istiyorsunuz ve yazıyla açıklamaya çalışıyorsunuz sayfalarca yazarsınız. Ama Uğur’un çalışmalarına bakın, o sayfalarca yazılacak konu bir anda çarpıcı, etkileyici, sorgulayıcı ve hafızada kalıcı hale geliyor. Özellikle güncel toplumsal (tabii bireysel de olabilir) konularında bizleri etkiliyor. Fazla uzatmaya gerek yok. Soyutlama yeteneği kavramsallaştırmayı getirir. İster Henri Cartier Bresson gibi tek kare fotoğrafla yapın, isterseniz Uğur gibi kolaj montaj olarak yapın.


Eline sağlık Uğur Gallen, derken sizlerin de çalışmaları inceleyip ‘’Acaba yazı ile anlatmaya kalksaydım kaç sayfa yazardım ve bu kadar etkili olur muydu?’’ diye düşünmenizi istiyorum. İşte görsel sanatların etkisi ve de fotoğrafın tabii... Uğur Gallen, sosyal medya hesabından seçimler, savaş, açlık, mülteciler, çocuklar, gibi etkileyici kareler paylaşıyor. Aynı dünyadayız ama iki farklı hayatlar var diyor. Sosyal medyadan takip etmek isterseniz işte adresi:



















457-Fotoğraf Kuramı- Özcan Yaman-Evrensel- 12 temmuz 2019



Fotoğraf Kuramı

Espas yayınlarından yeni çıkan Fotoğraf Kuramı kitabı 15.5x23 cm ebadında 3 cm kalınlığında, 380 sayfa hacimli bir kitap. Gelelim künyesine. Derleyen James Elkins, çeviri Aylin Ünal ve M. Emir Uslu, kapak fotoğrafı Erdem Varol, redaksiyon Engin Noyan, Editör Hürü Özlük, kitap ve kapak tasarımı Savaş Çekiç.
Böyle bir kitap, Türkiye fotoğraf dünyasına çok mu lazımdı? Derdi olan zaten yabancı kaynaklardan (geçmişte olduğu gibi) kılı kırk yararak ulaşıyordu. Üstelik teknolojinin gelişmesiyle dünya fotoğrafı sınırları hızla kaldırmışken. Koskoca kurumlar, popüler, çok satan (!) dijital fotoğraf ve temel fotoğraf konulu renkli kitaplar ile albüm çıkartarak fotoğraf dünyasına katkıda bulunurken, Espas yayınları başından itibaren Türkiye ile fotoğraf dünyası arasındaki teorik-kuramsal-kavramsal alanlarla ilgili yayıncılık yapıyor. Baştaki soruyu cevaplayalım. Evet çok da lazımdı. Türkiye fotoğrafının dünya fotoğrafı ile buluşmasının yolu fotoğrafın kuramsal yanlarının tartışıldığı, bu alanda Türkiyeli akademisyenlerin yetişmesinin önünün açılmasıyla olanaklı olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda Espas yayınlarının bu çabasını kutluyorum. Gelelim Fotoğraf Kuramı kitabına.
Okumaya başlayalı bir hafta oldu. Henüz bitiremedim. Ders kitabı niteliğinde dip notlarını da ayrıca incelediğimde epey ağır ilerliyor. Güzel sanatlar alanının birçok dalı ve felsefeyle birçok kuramcının görüşleriyle hacmini katlıyor anlayacağınız. Bu kitapta sihirli formüller üç günde süper fotoğraflar çekmek için neler yapılması yazmıyor, düşüncenin yaratımdaki önem ve değeri anlatılıyor. Kitabın sunuş kısmından alıntı yaparak paylaşayım:
‘’... Fotoğrafın güzel sanatların bir dalı olarak kabul edildiği ve düzenli bir şekilde sanat tarihsel içerik çerçevesinde değerlendirildiği günümüzde böylesi bir değerlendirmenin temellerine açıklık getirmek çok daha büyük önem taşımaktadır. Tuhaf bir şekilde 1980’lerden bu yana, fotoğrafçılığı kuramlaştırmak üzere çok az çalışma yapılmıştır: Sanatçılar ve tarihçiler, Charles Pierce’den Roland Barthes’e ve Pierre Bourdieu’ya uzanan eski kaynaklar üzerinden ilerlemeye devam etmişlerdir.
Peki o halde fotoğrafçılığı kuramlaştırmanın en iyi yolu nedir?
Fotoğrafçılık kuramı, bir grup makaleden - Jan Baetens, Diarmuid Castello, Margaret İverson, Thierry de Duve ve Rosalind Krauss – önde gelen dokuz sanat kuramcısı ve fotoğraf eleştirmeninin konuşmalarından oluşuyor. Yirmi altı akademisyen, daha sonrasında konuşmalar üzerinde yorumlarını değişik biçimlerde sunuyorlar. Ayrıca kitabın içerisinde fotoğraf kuramlarının kısa tarihi ve iki tamamlayıcı özet makale bulunuyor. Alışılagelmedik yapısıyla ve konu üzerinde en önde gelen düşünürlerin katılımıyla –Krauss, Abigall Solomon-Godeau, Victor Burgin, Alan Tracthenberg, Geoffrey Batchen, Liz Wells ve Joel Snyder.
 Fotoğraf Kuramı, fotoğraf sanatı üzerinde yapılan çağdaş tartışmalara benzersiz bir bakış açısı sunuyor.
Detaylı bilgi ve kitap için; www.espaskitap.com , info@espaskitap.com


456-Henri Cartier Bresson-Evrensel-Özcan Yaman-5 temmuz 2019


Henri Cartier Bresson
Henri Cartier Bresson deyince fotoğrafla hatta resimle hatta gazetecilikle ilgili herkes bilir, az buçuk tanır. Kimi fotoğraflarını göz önüne getirir, kimi Magnum ajansı. Nihayet tüm yönleriyle anlatan bir kitap çıktı. Kapağından başka fotoğraf yok. 11.5x18.5 cm ebadında 3 cm kalınlığında, 418 sayfa hacimli bir kitap. ESPAS Yayınlarından çıktı. İlk bakışta korkutucu geliyor. Tuğla kalınlığında oku oku bitmez gibi. Ama elinize aldığınızda su gibi akıyor. Ben iki günde bitirdim, hem de not alarak.
Gelelim künyesine. Yazan Pierre Assouline, çeviri; Aylin Ünal, kapak fotoğrafı; Ara Güler, kitap ve kapak tasarımı; Savaş Çekiç.
Bir sanatçı düşünün belgesel fotoğrafçı, ressam, gazeteci, Magnum Ajansın kurucularından. Kendisini sanatçı olarak tanımlamadığı halde, sanat otoritelerinin sanatçı olarak taçlandırdığı bir büyük fotoğrafçı. İşte HCB.  Çocukluğu, aşkları, ressamlığı, fotoğrafçılığı, gazeteciliği sanat ve siyasi görüşü her şeyi bu kitapta buluyorsunuz. Rastlantıları, toplama kamplarında esir oluşunu, Çin devrimine tanıklığını, Sovyetlere giren tek batılı gazeteci olmasını, Gandi ile son röportaj yapan ve son fotoğraflarını çeken, aynı günün akşamı Gandi’nin suikasta kurban gidişini, döneminin büyük ressamlarıyla dostluğunu, FKP ve Aragon’la ilişkisine, İspanya İç Savaşı’na katılışı ve pişmanlıkları, Robert Capa ve döneminin büyük fotoğrafçılarıyla ilişkileri ve tabii Magnum Ajansın kuruluş hikayesi. Ve tabii ki Leica ve 50 mm. Objektif. Şimdi burada yazmaya kalksam yarım kalacak alın okuyun bence...
Hayatı anlamlandırmada fotoğrafla ya da sanatın herhangi bir dalıyla nasıl bir yol seçmek gerektiği, inat, sabır, disiplin ve mücadeleyle hedefe nasıl varılacağını özellikle ne yapmalı-nasıl yapmalıyım diyen genç fotoğrafçılara hararetle öneriyorum. Kendisini sürrealist belgesel fotoğrafçı olarak tanımlayan HCB. Kadraj, kompozisyon (altın oran) ışık, zaman  ve “karar anı” denilen şeyin fotoğraf olduğunu söyler ve gösterir. Kısaca okuyun Henri Cartier Bresson’u...
www.espaskitap.com, info@espaskitap.com
Not: Haftaya ‘‘Fotoğraf Kuramı’’ kitabı. Yine Espas Yayınları’ndan...