Translate

Bu Blogda Ara

11)19 nisan 2009-- ÇOCUKLAR-


EVRENSEL HAYAT eki
KADRAJ
11)19 nisan 2009
Özcan Yaman





ÇOCUKLAR
Birkaç gün sonra 23 Nisan çocuk bayramı. Yine hamasi nutuklar atılacak.
Ve bütün suçları coğrafyanın diğer yarısında doğmak olanlarla, coğrafyanın bu tarafındaki ana babadan doğan çocuklar arasındaki farklılıklar ‘kaderle’ açıklanacak.
Yine çocukların düşe kalka büyüyecekleri söylenecek. Ama kimi çocuklar taşlarla mayınlarla, kurşunlarla kimi çocuklar tüylü halılar üstüne düşüp kalkıp büyüyecekler.
Kimi çocukların babaları anaları kaybedilirken, hapislerde çürütülürken ve hatta çocuklar hapse atılırken, kimi çocukların babaları yazlıklarda, kışlıklarda parayla para kazanıp ülkeyi soyup soğana çevirmekle meşgul olurken çocuklarını dadılarla, ana okullarında yabancı dilde eğitimle yetiştirecekler…
Fotoğrafçılar da bu yaman çelişkiyi saptayıp yarına belge bırakacaklar. Hayat ta bunca çelişki daha doğmamış bebeğe kadar iniyorsa doğal olarak yaşadığı çağın tanığı olan fotoğrafçılarda bunları belgeleyecek. Ne zaman ki Ataol Behramoğlu’nun şiirindeki gibi,  bebeklerin ulusu olmayacak işte o zaman fotoğrafçılarda mutlu bebeğin fotoğrafını çekecekler.

“İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
Bebeklerin ulusu yok
Başlarını tutuşları aynı
Bakarken gözlerinde aynı merak
Ağlarken aynı, seslerinin tonu …”

Halil Cibran’ın Çocuklar üstüne yazıyla,
Geleceğin yaşlılarının, bugünün yaşlılarından daha güzel günlerde yaşayacaklarına inanıyorum...

Sonra yavrusunu göğsüne bastırmış bir kadın söz aldı ve bize Çocuklardan söz et dedi.
Ve o şöyle yanıtladı;
Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizlerin değillerdir.
Onlar kendini özleyen Hayatın oğulları ve kızlarıdırlar.
Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirler.
Sizlerin yanındadır ama sizlerin malı değillerdir.
Onların vücutlarını çatabilirsiniz ama canlarını asla.
Çünkü onların canları geleceğin sarayında oturur ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz.
Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz ama onları kendinize benzetmeye kalkışmayın hiç.
Çünkü hayat ne geriye gider, ne de geçmişle ilgilenir.
Sizler, evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız.
Yayı geren, sonsuza açılan yolda kendine bir hedef edinmiştir. Ve oklarını en uzağa eriştirebilmek için Kendi gücü ile sizleri gerer.
Yayı gerenin elinde seve seve bükülün.
Çünkü oku atan O güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar elindeki sağlam yayı da sever.
Halil Cibran-Ermiş (Çev.Aytunç Altındal)

USTALARDAN…


SAVAŞ SONRASI PARİS’İN
FOTOĞRAFÇISI -WİLLY RONİS-
 “Ben asla sıradışını aramadım.ve gözlerim onu görmedi.Kendimi her zaman günlük hayatın sıradan bir biçimde herhangi bir yerde, sıradan yaşamın mütevazi güzelliğinin içten ve tutkulu bir araştırmacısı olarak buldum.” Diyen, 1910 doğumlu, Fransız fotoğrafçı Willy Ronis savaş sonrası paris  fotoğraflarıyla ünlüdür.
Ekmeği ile koşan Parisli çocuk. 



NEŞE KAYNAĞI FOTOĞRAFÇISI KELLY RYDEN

Amerika, Nebraska'da yaşayan Kelley Ryden aslında yazılım mühendisi ama fotoğraf konusunda kendi kendisini eğitmiş. 2003'ten beri de dijital fotoğrafla ilgileniyor.
Ryden insanların hayatlarının neşe kaynağı çocukları fotoğraflıyor.


BİZDEN

Fotoğraf:Deniz Ersoy “Sulu kuleden”
      
 
Fotoğraf:Deniz Kocak.
“Kentsel dönüşüm!”




Fotoğraf; Özcan Yaman
“Düşünü-yorum”

Fotoğraf: Özcan Yaman
“Erdal’lar”




Fotoğraf; Özcan Yaman
“Uğur kaymaz”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...