foto-özcan yaman
ARA GÜLER miydi, Ağlar mıydı?
Ara Güler’ i, Çoşkun Aral’ı, Doğuş Grubu
holdingi bu yazıyı okuyanlar tanır, bilir. Konumuz bu üçgen içinde geçmektedir.
2015 yılında Ara Güler’in tüm arşivini ve mirasını Doğuş Grubuna bıraktı/Bırakmadı
tartışmasıyla geçmişti. Ben de o zaman Evrensel Gazetesinde ‘’Fotoğraf Tarihinden
Güncelliğe…’’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Neyse dileyen Evrensel arşivden
ulaşıp okuyabilir.
Neydi mevzuu;
“..3 milyon avro değer belirlenen ve
kendisinin fotoğrafçılıkla ilgili malzemeleri ve arşivi ile 7 adet bağımsız
bölüme sahip binadaki taşınmazının ayni sermaye olarak konulması karşılığında,
Ara Güler’e aylık 50.000 TL huzur hakkı ödenecek. Kısaca Güler, kendisi ve
mirasçıları açısından sonuçta aylık 50.000 TL huzur hakkı karşılığında tüm
edinimini şirkete ve dolayısıyla Doğuş’a devretmiş oluyor…” Basında yer
alan haberdi.
Sonrasında anlaşmanın bozulduğu yolunda
bir açıklama geldi:
“…fotoğraf arşivini, geçtiğimiz 18
Kasım’da Doğuş grubuna satmıştı. Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit
Şahenk’in bizzat uğraştığı anlaşma konusunda Güler’i asıl olarak Doğuş
Grubu’nun Avukatının ikna ettiği öğrenilmişti. Ortaya çıkan yeni bilgiye
göre ise, gelen tepkiler üzerine bizzat Ara Güler sözleşmeyi bozdu… ”
deniliyordu.
(http://www.demokrathaber.net/kultur-sanat/ara-guler-gelen-tepkiler-uzerine-dogus-grubuyla-yaptigi-sozlesmeyi-bozdu-h58072.html)
Sonra bir açıklama daha…
“… Ara Güler’e yakın zaman önce Doğuş
Grubu ile anlaşmayı iptal ettiğine yönelik haberleri sorma fırsatı bulduk.
Güler’in arşivinin Doğuş Grubu tarafından kurulacak bir müzeye aktarılacağı
basına yansımış, ancak Ara Güler’in bu anlaşmayı bozduğu yazılmıştı. Ara Güler
sorumuz üzerine “Anlaşmam filan bozulmadı, devam ediyor. ..Bir gazetecinin
haberi, böyle şeylere inanmayın” yanıtını verdi…
(http://kulturservisi.com/p/ara-guler-dogus-grubuyla-anlasmam-filan-bozulmadi)
Nihayetinde ilk açıklamanın doğru olduğu
anlaşıldı, çokça konuşuldu.
İhtarname!..
Korona karantina günlerinden birinde 7
nisan 2020 tarihinde twitter’dan Çoşkun Aral’ın paylaşımından Doğuş Grubu’nun
Ara Güler belgeselinin Telif hakları çerçevesinde ihtarda bulunduğunu öğrendik.
Fakat ne fotoğraf camiasında, ne sosyal medyalarda geniş manada bir karşılık
bulmadığını gördüm. Ben de Mirat Can Pekcanatlı’nın paylaşımından haberdar
oldum. Konuyu inceledim bir iki internet haber sitesinde yer aldığını gördüm.
Çoşkun Aral’ın Ara Güler’le ilişkisi
derin dostluk ve usta çırak ilişkisine dayandığını bilmeyen yoktur. Belgeselci,
Savaş muhabiri Çoşkun Aral Ara Güler’in sağlığında belgeselini yapmak istiyor.
Ara Güler kendisini yakından tanıyan eski çırağından daha iyi onu anlatacak kim
olabilir ki diye düşünmüş olabilir.
Çoşkun Aral deneyim sahibi olarak ‘’Abi gel sen bana yazılı bir izin
belgesi ver ‘’ der. Yetmez belgesel boyunca rıza ile çekimlerin yapılmasını
sağlar.
2018 yılında Ara Güler hayatını kaybetti. Çoşkun
Aral ‘’Bu Dünya Böyle Dünya’’ isimli belgeselini yayınlamıştı. Ak sanat’ta ve
bilumum yerde gösterinleri yapılmıştı. Karantina günleri başlayınca Coşkun Aral
belgeseli you tube’den yayınlar. Ta ki 7
nisan günü Doğuş Grubundan gelen ihtarnameyi alana kadar.
Coşkun Aral konuyla ilgili olarak Gazete
Müstehak ‘ta ve Haberci sitesinde yaptığı
açıklamada şöyle diyor;
“Belgesel 1986-2018 yılları arasında yapılan
çekimlerle hazırlandı. Belgeselde kullanılan fotoğraflar yine Ara Güler’in
kendisi tarafından bana verilmişti. Doğuş Grubu’nun da belgeseli yaptığımdan
haberi vardı. Bu müdahaleyi anlayamadım. İleride böyle bir engellemeyle olur da
karşılaşırsam diye Ara’nın kendi el yazısıyla bana yazdığı izin var. Ne Ara
Güler’in isminin ne de Doğuş Grubu’nun böyle bir engellemeyle gündeme gelmesini
istemiyorum. O nedenle yayından kaldırdım. Amacım insanların Ara Güler’i kendi
ağzından tanımasıydı.”
Doğuş Grubu’nun Coşkun Aral’a gönderdiği ihtarnamede
ise şu ifadeler yer aldı:
“Sayın Coşkun Aral,
“Merhum Ara Güler ile Doğuş Holding A.Ş.
ortaklığında kurulan Ara Güler Doğuş Sanat ve Müzecilik A.Ş. (‘Şirket’),
23.06.2016 tarihinde fotoğraf sanatçısı merhum Ara Güler ile akdettiği İş Birliği
ve Ortaklık Sözleşmesi ve noterlikçe düzenlenen 06.09.2016 tarihli Devir Beyanı
uyarınca, Ara Güler’e ait tüm eserlerin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca
korunan tüm mali haklarının ve yapısı itibariyle sanatçının şahsına sıkı sıkıya
bağlı olanlar dışındaki tüm manevi haklarının münhasır sahibi konumuna
gelmiştir. Dolayısıyla, Ara Güler’in eserlerinin herhangi bir şekil ve mecrada
kullanımı, münhasır hak sahibi konumundaki Şirket iznine tabidir.
“Hal böyle iken, tarafınızca birtakım Ara
Güler fotoğraflarının yer aldığı ‘Bu Dünya Böyle Dünya-Ara Güler Belgeseli’nin
(‘Belgesel’) https://www.youtube.com/channel/UCbTMeHc82kdBcXLzkzJValQ,
https://www.instagram.com/p/B-he32qpYlL/ ve
https://www.instagram.com/p/B-ecy4UJX8R/ URL adresli sosyal medya hesaplarınızdan
yayımlandığını öğrenmiş bulunmaktayız. Hiç kuşkusuz bu durum, vaki
kullanımınıza izin veren bir yazılı rıza veya anlaşma olmaması sebebiyle,
Şirket’in Ara Güler eserlerine dair sahip olduğu telif haklarının açıkça
ihlalini teşkil etmektedir.
“Bu nedenle, derhal (i) Ara Güler’in
eserleriyle ilgili izinsiz ve hukuka aykırı olarak YouTube üzerinden yayımlanan
Belgesel’i ve Belgesel’e ait Instagram postlarını kaldırmanızı, (ii) aynı
şekilde herhangi bir çevrimiçi veya basılı kopya veya yayında bu eserlerin
kullanımını durdurmanızı ve (iii) böyle bir tekrardan ve benzeri fiillerden
kaçınmanızı ihtaren bildiririz. Ayrıca bu konudaki ihlaller devam edecek olursa
ihlâlin durdurulması ve maddi ve cezai tazminatlar için Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu uyarınca tarafımıza tanınan tüm yasal yollara başvuracağımızı da ihtaren
bildiririz.”
Saygılarımızla,
Ara Güler Doğuş Sanat ve Müzecilik A.Ş.
Nimet Yegin
Çoşkun Aral, Ara Güler’in
kendi el yazısıyla aldığı belgeyi de paylaşmış. Konuyla ilgili özel haber yapan
MedyaRadar sitesi hukuksal açıdan şöyle değerlendiriyor.
‘’ HUKUK NE DİYOR?
Yaşanan tartışmayı telif hakları konusunda uzman olan Avukat Arabulucu Özlem
Bora şöyle değerlendirdi: ‘’Ara Güler sağlığında kendi el yazısı ve ıslak
imzası ile Çoşkun Aral’a belgesel yapımı için açık bir onay vermiştir. Ara
Güler, hazırlanan belgesel kapsamında kameraya doğru dönerek konuşmuş ve
konuştuğu bölümler kayda alınarak belgesele eklenmiştir. Hatta, Ara Güler,
sonrasında belgeseli izlemiş ve eklemeler ile çıkarmalar yapmıştır. 5846 sayılı
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu dikkate alındığında sarih (açık) bir onay
mevcuttur. 5846 sayılı Yasaya göre eser mahiyetinde olsun ya da olmasın her
türlü fotoğraf ve görüntü korunmaktadır. Tabi ki bu düzenlemenin istisnaları
vardır; Fotoğrafı çekilen kişinin onayı da bir istisnadır. Toplumsal hayata mal
olmuş kişilerin resim ve görüntüleri de istisna kapsamındadır. Sipariş üzerine
yapılan çalışmalar da istisna kapsamındadır. Dolayısıyla bu olay bu iki konuda
istisnadır ve Coşkun Aral’ın yayın hakkı vardır.’’ (https://www.medyaradar.com/dogus-grubu-ile-usta-gazeteci-arasinda-kriz-ara-guler-belgeseli-telife-takildi-medyaradarozel-haberi-2024675)
Sonuç olarak;
Konu muhatapları arasında halledilir mi yoksa
mahkemeye mi gider bilemem. Ama bildiğim tek şey sermaye gruplarının
sanat/sanatçıya katkılarının pek şaşırtıcı olmadığıdır.
Ara Güler topluma mal olmuş bir fotomuhabiri/sanatçıdır.
Doğuş grubu ne kadar başarılı olabilir bilemem. Yapı kredi Nazım Hikmet’e ne
kadar sahip olduysa, Doğuş grubu da o kadar sahip olabilir bence. Tabii
fotoğraf dünyası ve sevenleri sahip çıkarsa!.
Yazıyı sermayenin sanata ve sanatçıya
katkılarını(!) anlatmakla uzatmak istemiyorum. Bu konuyla ilgili görüşlerimi
yüzlerce kez yazdım. Marx özetlemiş zaten ‘’Kapitalizm gölgesini satamayacağı
ağacı keser!’’ O kadar tanınmış sanatçılar varken neden Ara Güler’e yatırım
yaparlar? Bunu bir düşünelim. Mülkiyet ilişkileri ve miras hukuku değişmeden bu
yatırımcılar da değişmeyecek bunu da biliyoruz. İyi ama koskoca Ara Güler’in
arşivinin kaybolmasından daha iyi değil mi? Diye düşünen arkadaşlar, Bir çok
sanatçının sermayenin şaşaalı dünyasında korunmak istemesi ya da mirasçılarının
para kazanma amaçlı pazarlamacılar olması ne hazindir. Bu çaresizliği Doğuş
grubunun Ara Güler arşivini aldığı günlerde fotoğrafçı arkadaşımız Yücel
Tunca şu sözlerle özetlemişti aslında; “Ara Güler’in arşivi Doğuş Grubu
tarafından alınmış ve kurulacak bir şirketin kontrolünde olacakmış. Güzel bir
haber mi bu? Değil! Üzülelim, kahrolalım! Çünkü böyle bir mirasa sahip çıkacak,
değerine değer katacak (paradan bahsetmiyorum elbette) bir kurumumuz yok bu
memlekette…”
(Hangi büyük sanatçımıza sahip çıkabilecek
kurumlarımız oldu ki? Ara Güler’e olsun demek geldi içimden. Bu durum bir
anlamda bir özeleştiri olarak da okunabilir. Ö.Y)
Bu düzen(sizlik) içinde belki Coşkun Aral
kazanacak, ya başkaları? Mesela ben röportaj fotoğrafları çekmiştim. Röportajı
bir belgesele çevirsem, bir sergi açmaya kalksam karşıma Doğuş grubu mu
çıkacak?..
Ayrıca belgeseli izleyemeyenler için hala yayında olan
uzun teaser’ın linkini vereyim, buyrun. https://youtu.be/b1ilRqyRtEg
Evrensel’de yayınlanan ‘’Görüntünün değil, Yaşamın
Peşindeyim’’ röportajı için; https://www.evrensel.net/haber/176467/ara-guler-goruntunun-degil-yasamin-pesindeyim
Not: Bu yazının kısa bir özeti 24 nisan 2020 tarihli
Evrensel gazetesinde yayınlanmıştır.
ARA GÜLER miydi, Ağlar mıydı?
Ara Güler’ i, Çoşkun Aral’ı, Doğuş Grubu holdingi bu yazıyı okuyanlar tanır, bilir. Konumuz bu üçgen içinde geçmektedir. 2015 yılında Ara Güler’in tüm arşivini ve mirasını Doğuş Grubuna bıraktı/Bırakmadı tartışmasıyla geçmişti. Ben de o zaman ‘’Fotoğraf Tarihinden Güncelliğe…’’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Neyse dileyen Evrensel arşivden ulaşıp okuyabilir.
İhtarname!..
Korona karantina günlerinden birinde 7 nisan 2020 tarihinde twitter’dan Çoşkun Aral’ın paylaşımından Doğuş Grubu’nun Ara Güler belgeselinin Telif hakları çerçevesinde ihtarda bulunduğunu öğrendik. Fakat ne fotoğraf camiasında, ne sosyal medyalarda geniş manada bir karşılık bulmadığını gördüm. Ben de Mirat Can Pekcanatlı’nın paylaşımından haberdar oldum. Konuyu inceledim bir iki internet haber sitesinde yer aldığını gördüm.
Çoşkun Aral’ın Ara Güler’le ilişkisi derin dostluk ve usta çırak ilişkisine dayandığını bilmeyen yoktur. Belgeselci, Savaş muhabiri Çoşkun Aral Ara Güler’in sağlığında belgeselini yapmak istiyor. Ara Güler kendisini yakından tanıyan eski çırağından daha iyi onu anlatacak kim olabilir ki diye düşünmüş olabilir. Çoşkun Aral deneyim sahibi olarak ‘’Abi gel sen bana yazılı bir izin belgesi ver ‘’ der. Yetmez belgesel boyunca rıza ile çekimlerin yapılmasını sağlar.
2018 yılında Ara Güler hayatını kaybetti. Çoşkun Aral ‘’Bu Dünya Böyle Dünya’’ isimli belgeselini yayınlamıştı. Ak sanat’ta ve bilumum yerde gösterinleri yapılmıştı. Karantina günleri başlayınca Coşkun Aral belgeseli you tube’den yayınlar. Ta ki 7 nisan günü Doğuş Grubundan gelen ihtarnameyi alana kadar.
Coşkun Aral konuyla ilgili olarak Gazete Müstehak ‘ta ve Haberci sitesinde yaptığı açıklamada şöyle diyor;
“Belgesel 1986-2018 yılları arasında yapılan çekimlerle hazırlandı. Belgeselde kullanılan fotoğraflar yine Ara Güler’in kendisi tarafından bana verilmişti. Doğuş Grubu’nun da belgeseli yaptığımdan haberi vardı. Bu müdahaleyi anlayamadım. İleride böyle bir engellemeyle olur da karşılaşırsam diye Ara’nın kendi el yazısıyla bana yazdığı izin var. Ne Ara Güler’in isminin ne de Doğuş Grubu’nun böyle bir engellemeyle gündeme gelmesini istemiyorum. O nedenle yayından kaldırdım. Amacım insanların Ara Güler’i kendi ağzından tanımasıydı.”
Doğuş Grubu’nun Coşkun Aral’a gönderdiği ihtarnamede ise şu ifadeler yer aldı:
“Sayın Coşkun Aral,
“Merhum Ara Güler ile Doğuş Holding A.Ş. ortaklığında kurulan Ara Güler Doğuş Sanat ve Müzecilik A.Ş. (‘Şirket’), 23.06.2016 tarihinde fotoğraf sanatçısı merhum Ara Güler ile akdettiği İş Birliği ve Ortaklık Sözleşmesi ve noterlikçe düzenlenen 06.09.2016 tarihli Devir Beyanı uyarınca, Ara Güler’e ait tüm eserlerin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca korunan tüm mali haklarının ve yapısı itibariyle sanatçının şahsına sıkı sıkıya bağlı olanlar dışındaki tüm manevi haklarının münhasır sahibi konumuna gelmiştir. Dolayısıyla, Ara Güler’in eserlerinin herhangi bir şekil ve mecrada kullanımı, münhasır hak sahibi konumundaki Şirket iznine tabidir…’’
Sonuç olarak;
Konu muhatapları arasında halledilir mi yoksa mahkemeye mi gider bilemem. Ama bildiğim tek şey sermaye gruplarının sanat/sanatçıya katkılarının(!) pek şaşırtıcı olmadığıdır.
Yapı kredi Nazım Hikmet’e ne kadar sahip olduysa, Doğuş grubu da o kadar sahip olabilir bence. Tabii fotoğraf dünyası ve sevenleri sahip çıkarsa!.
Yazıyı sermayenin sanata ve sanatçıya katkılarını(!) anlatmakla uzatmak istemiyorum. Bu konuyla ilgili görüşlerimi yüzlerce kez yazdım. Marx özetlemiş zaten ‘’Kapitalizm gölgesini satamayacağı ağacı keser!’’ O kadar tanınmış sanatçılar varken neden Ara Güler’e yatırım yaparlar? Bunu bir düşünelim. Mülkiyet ilişkileri ve miras hukuku değişmeden bu yatırımcılar da değişmeyecek bunu da biliyoruz. İyi ama koskoca Ara Güler’in arşivinin kaybolmasından daha iyi değil mi? Diye düşünen arkadaşlar, Bir çok sanatçının sermayenin şaşaalı dünyasında korunmak istemesi ya da mirasçılarının para kazanma amaçlı pazarlamacılar olması ne hazindir. Bu çaresizliği Doğuş grubunun Ara Güler arşivini aldığı günlerde fotoğrafçı arkadaşımız Yücel Tunca şu sözlerle özetlemişti aslında; “Ara Güler’in arşivi Doğuş Grubu tarafından alınmış ve kurulacak bir şirketin kontrolünde olacakmış. Güzel bir haber mi bu? Değil! Üzülelim, kahrolalım! Çünkü böyle bir mirasa sahip çıkacak, değerine değer katacak (paradan bahsetmiyorum elbette) bir kurumumuz yok bu memlekette…”
(Hangi büyük sanatçımıza sahip çıkabilecek kurumlarımız oldu ki? Ara Güler’e olsun demek geldi içimden. Bu durum bir anlamda bir özeleştiri olarak da okunabilir. Ö.Y)
Bu düzen(sizlik) içinde belki Coşkun Aral kazanacak, ya başkaları? Mesela ben röportaj fotoğrafları çekmiştim. Röportajı bir belgesele çevirsem, bir sergi açmaya kalksam karşıma Doğuş grubu mu çıkacak?..
Ayrıca belgeseli izleyemeyenler için hala yayında olan uzun teaser’ın linkini vereyim, buyrun. https://youtu.be/b1ilRqyRtEg
Evrensel’de yayınlanan ‘’Görüntünün değil, Yaşamın Peşindeyim’’ röportajı için; https://www.evrensel.net/haber/176467/ara-guler-goruntunun-degil-yasamin-pesindeyim
NOT:Bu yazı Evrensel Gazetesinde 24 nisan 2020 de yayınlanmıştır..
Genişletilmiş hali İfsak blogda yayınlanmıştır. uZUN HALİ YUKARIDADIR.