İFSAK blog yayında...
Dijital öncesi
yıllarda fotoğraf konusunda en çok Türkçe yayınların yetersizliğinden
yakınırdık. Yabancı dilde dergi ve kitap alır yarım yamalak okur okuyamasak da
fotoğrafları incelerdik. Türkiye fotoğraf dünyası da dünya sahnesinde neredeyse
yok gibiydi. Ama arada Ara Güler’imiz nazar boncuğu olarak istisnaydı.
Nedenleri belki çokça tartışılır. Devlet desteği olmaması, teknik ve sanatsal
altyapının gelişememesi vs. Türkiye’de ilk fotoğraf enstitüsü 1978 yılında
İDGSA (MSÜ) açıldı. Fotoğraf, sonra ana sanat dalı oldu. Dünya ile
karşılaştırıldığında epeyce geç kalınmıştı.
Geçmişe baktığımızda
fotoğraf deyince İFSAK akla geliyordu. Bu günlerde 60. yılını kutlayan bir
kurum. Özverili fotoğrafçılar tarafından amatörlere fotoğraf çekmeyi öğreten
fotoğraf kulübü. Yıllar geçti. Dijital çağı geçeli neredeyse 25 yıl oldu.
Kendini yenileyemeyenler yok olurken, yenileyenler gelişti. İFSAK bu kurumların
başında yer aldı. Bir logo ve marka oldu. Fotoğrafın her alanıyla varlığını
kanıtladı. Eğitiminden, gezilerine, yayıncılığından sosyal ağlara... Bir
devamlılığın eseri olarak geliştikçe gelişti. Ben 1982’de MSÜ fotoğraf bölümüne
girmiştim. 1981’de üye idim ve 1982’de “Bana bir şey vermiyor” diyerek
ayrılmıştım. Ta ki 2010 yılında İFSAK’ı eleştirdiğim bir yazı sonrasında Tanju
Akleman’in çağrısıyla İFSAK’la ilişkim yeniden başlamıştı. Söyleşiler,
etkinlikler derken yıllar geçti. Bana göre Tanju Akleman ve yeni oluşan
özverili ekip arkadaşlarıyla başlayan İFSAK dönemi dijital döneme ayak
uydururken, klasik dernek yapısından çıkıp fotoğraf okulu niteliği kazanmaya
başladı. Birçok yenilik başlattı. Son seçimlerden sonra yönetime gelen Altan Bal
ve ekibi bu birikimi daha ileriye taşımaya çalışıyor. Artık İFSAK deyince bir
dernek değil bir fotoğraf akademisi misyonunu görüyoruz.
Son olarak açılan ve
hayata geçirilen İFSAK BLOG her yerden ulaşılan fotoğrafa dair ne varsa yer
alan bir platforma doğru ilerliyor. Özellikle tez konularında araştırma yapacak
öğrencilere de kaynak oluşturacak nitelikte zenginleşiyor. Bir öneri olarak
(zannediyorum 8 sayı yayımlanabilen) İFSAK DERGİ’nin dijital ortama aktarılarak
İFSAK BLOG’da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Derginin içerik ve
konsepti teorik alanda önemli bir işlev görmüştü. Hatta kapanmak zorunda kalan
GALATA FOTOĞRAFHANESİNİN çıkardığı Fotoğraf Notları ile Fotoğrafsız dergileri
de bu kapsama alınırsa fotoğraf kültürü adına önemli olacaktır. İFSAK
BLOG 60. yılında bir atılım
sayılır.
İFSAK şu çağrıyı
yapıyor; “... Ve İFSAK Blog yayında! Bir dergi basmanın, basılan dergiyi
dağıtabilmenin çok ama çok zor olduğu bugünlerde, üreten ve paylaşmak isteyen
tüm insanların yardımına teknoloji koşuyor. İnternetin icadından bir süre sonra
hayatımıza giren internet yayıncılığı birtakım engelleri daha hızlı ve daha az
maliyete aşmamızı sağlıyor. Mesafe sınırı olmadan dünyanın her tarafından
erişilebilmesi de cabası.
İFSAK Blog, yazmak,
okumak, tartışmak isteyenlerin önündeki engelleri kolayca kaldırmak için İFSAK
tarafından atılmış bir adım. İnternetin olanaklarını kullanıp sesini duyurmak
isteyen, bilgisini ve fikrini paylaşmak ve okumak isteyenlerin buluştuğu bir
mecra. Kuramdan teknolojiye, gezi kültüründen edebiyata, fotoğraftan resme bir
günce, bir not defteri... Birlikte üretelim, birlikte paylaşalım!”