Translate

Bu Blogda Ara

391) 26 mayıs 2017-SOVYETLERDE FOTOĞRAF-6- Her alanda devrim


Evrensel gazetesi
Kadraj köşesi
391) 26 mayıs 2017
özcan yaman



 

 SOVYETLERDE FOTOĞRAF-6-
Her alanda devrim
“Yeni politik sorunlar,
yeni propaganda yöntemleri gerektiriyor.
Fotoğrafın, bu büyük anlatım gücü var.”
John Heartfield
1917 ekim devrimi gerçekleştiğinde çarlık Rusyasından açlık, kıtlık ve yoksulluk miras kalmıştı. Bir yandan sosyalist planlamalar ve uygulamaları hayata geçirilirken, diğer yandan halkın açlık ve yoksulluğunun önüne geçilmeye çalışılıyordu.
Dünyanın büyük devletleri başta ABD olmak üzere komünizm geliyor korkusuyla (ki Marx zaten avrupada bir hayaletin dolaştığından, komünizm hayaletinden yıllar önce uyarmıştı) baskı şiddet ve yıldırma politikalarına başlamıştı. Devrimden sonra ABD’ye dönen gazeteci John Reed yaşadıklarını ve devrimi anlatıp, belgesel yazısı ‘Dünyayı Sarsan 10 Gün’ yüzünden düşman ilan edilmişti. Gizlice Sovyetler Birliğine kaçıp ölene kadar Sovyetlerde yaşamıştı. Tüm bunlara rağmen batılı komünist, Sosyalist ve devrimciler ekim devrimini çoşkuyla karşılamışlar ve devrimin başarısı için çalışmışlardır.
Sovyetlerdeki gelişmeleri ve yaşananları dünyaya duyurmada özellikle fotoğraf önemli bir iletişim aracı olmuştu. Özellikle Lenin’in çağrısıyla açlığa karşı gıda yardımı için çalışılması gerekiyordu.
O yıllarda dikkat çeken iki isim ortaya çıkmıştır.
Bunlardan biri Armanda Hammer’dir.  “Rus göçmeni bir ailenin oğludur. Baba Julius Hammer bir sosyalisttir. ABD’de Komünist Parti’yi kurar. İsmi komünizmin sembollerini temsil eden Orak ve çekiçten gelen Armand, Columbia Üniversitesi’nde tıp okur. Hiçbir zaman doktorluk yapmayan Hammer, 1921 yılında henüz 23 yaşındayken anavatanı Rusya’yı ziyaret eder. Amacı devrimin ilk yıllarında açlık, sefalet ve hastalıktan kırılan Rus halkına yardım etmek, öncelikle Ural’da hüküm süren tifüs salgınına karşı bir hastane kurmaktır. Fakat seyahati sırasında gördüğü şey açlığın hastalıktan daha vahim bir durum olduğudur. Derhal yetkililerle görüşür, sonuç tüm nüfusun bir yıl karnını doyuracak bir milyon metreküp buğdaya ihtiyacı olduğudur. Öğrencilik yaparken babasının ilaç ve eczane işini geliştirerek kazandığı 1 milyon doları (1910’ların başındaki değeriyle) bu işe yatırır. Gönderdiği gemilerin buğdayı boşalttıktan sonra satabileceği Rus mallarıyla doldurulmasını talep eder ki bu işi sürdürebilsin. 23 yaşında genç bir adamın kapasitesini ve vizyonunu gösteren bu cüretkar girişim ödülsüz kalmaz elbette. Devrimin şaşkın ve ağır bürokrasisiyle boğuşan genç Armand, Lenin’in dikkatini çeker ve bu Rus asıllı Amerikalı tarihin akışını değiştiren bir lider tarafından görüşmeye çağırılır...” (1)
Armanda Hammer, büyük sanat koleksiyoneri olarak dünyada ‘kızıl milyarder’ olarak anılır.
Bir diğer isim ise Willi Münzenberg ; 1918’de KPD’nin (Almanya Komünist Partisi) kurucu üyesiydi. Münzenberg 2.Komünist Enternasyonel Kongresi’ne delege olarak atandı . Birinci Dünya Savaşı sırasında sık sık Lenin’i İsviçre , Zürih’teki evinde ziyaret etti .  1924’te Münzenberg, Reichstag’a seçildi ve 1933’te KPD’nin yasaklanmasına kadar  üye olarak görev yaptı. Münzenberg işçi sınıfı kökenli az sayıdaki KPD liderlerinden biriydi.
Sovyetlere yardım ve destek vermek amacıyla kurulan “Uluslararası İşçi Yardım” (IAH) örgütünün kuruluşuna destek vermek amacıyla, aylık  dergilerin çıkarılmasını sağladı. İlk olarak aylık çıkan “Orak ve Çekiç” dergisi yayınlandı. Dergide Maxim Gorki, George Bernard Shaw, Käthe Kollwitz George Grosz gibi sanatçılar yer alıyordu. Dergi sanatsal bir içerik kazandı. Yaklaşık 10.000 tirajla başlayan dergi iki yıl sonra 180.000 tiraja ulaşmıştı. Sonrasında AIZ “Arbeiter Illustrierte Zeitung” ‘Resimli İşçi Dergisi olarak dönemine damga vuran yayınlar hem batıdaki fotoğraf dünyasını hem de Sovyetlerde fotoğrafın yaşamdaki karşılığını bulduğu önemli deneyimler olarak iz bıraktı.
AIZ Foto muhabirleri yetiştirerek, işçi sınıfı ideolojisiyle donanmış, işçi fotoğrafçıların fotoğraflarını yayınlamak amacıyla başlamıştır. Değerlendirme kurulunda Aydın, sanatçı ve tasarımcılar yer alıyorlardı. George Grosz, John Heartfield, Henrich Zille ve Adolf Behne bulunuyordu. Arbeiter Illustrierte Zeitung ve derneğin kendi fotoğraf dergisinde yayınlanacak fotoğrafların oluşturulması sağlanıyordu. AİZ, aynı zamanda Anna Seghers, Erich Kaestner, ve Maxim Gorky ve Theobald Kaplan’ın hikayeleri ve şiirlerini de düzenli olarak yayınlamıştır. Bir yandan sosyalist edebiyatın ustalarından diğer yandan da Sosyalist gerçekçiliğin fotoğraf alanındaki deneysel çalışmalarından yararlanıyordu. Sınıfa seslenen bir yayın organının fotoğrafçıları da, sınıfın öznelerinden olmalıydı. Dünya fotoğraf tarihinde ilk defa işçiler kendi çektikleri fotoğrafları yine kendi dergilerinde yayınlama olanağı buluyorlardı. Berlin’de üretilen ve dernek tarafından dağıtılan dergi, 2, 000 üyeye ve 500 binden fazla tiraja sahipti. Teknik bilgi ve sergiler, organizasyonlar düzenliyordu. Öyleki mizampajıyla burjuva yayıncılık sektöründe taklit edilmiştir.  (haftaya devam edecek)









390) 17 mayıs 2017-SOVYETLERDE FOTOĞRAF-5- ve dünya sarsılıyor...

Evrensel gazetesi
Kadraj köşesi
390) 17 mayıs 2017
 özcan yaman

Kırmızı Kama ile Beyazları Vur, Lissitzky'nin propagandacılık sanatındaki en eski girişimlerinden biridir. Bolşeviklerin devrimini 1917'de gerçekleştirdikten kısa bir süre sonra Kızıl Ordu'nun desteğiyle siyasi olarak yükümlü olan bu çalışmayı yaptı. Kırmızı kama, anti-Komünist Beyaz Ordusu'na nüfuz eden devrimcileri sembolize etti.

SOVYETLERDE FOTOĞRAF-5- ve dünya sarsılıyor...

öldünüz bu kaçınılmaz savaşta
özgürlüğü için, onuru için halkın.
canınızı, canınızdan çok sevdiklerinizi verdiniz
çok çektiniz korkunç zindanlarda
zincirlere bağlanarak gittiniz sürgünlere

taşırken zincirleri, sızlanmadınız, unutmadınız acı çeken kardeşlerinizi;
adalet daha güçlüdür kılıçtan çünkü
çektiklerinizin hesabı sorulacak bir gün.
vakti geliyor, istibdat yıkılacak, ayaklanacak halk, büyük ve özgür.

hoşçakalın kardeşler, soylu bir yol seçtiniz,
söz veriyoruz mezarlarınızın başında dövüşmeye; çalışmaya, mutluluğu için halkın.

                                                                                                                        John Reed

Dünyayı Sarsan On Gün’  (Sayfa 142 - yordam kitap)

 1920’li yıllar genç sovyetlerin yeni bir dünyanın kurulmasında fotoğraf ve sinemanın önemini bilerek, hem teknolojik hem de eğitim alanında yatırımların yapıldığı yıllara denk gelmektedir. Bu dönemde çarlık diktatörlüğüne karşı olan ve devrimi büyük bir çoşkuyla karşılayan bilim insanları, sanatçı/fotoğrafçı birer aktivist ve militan olarak devrime güç vermişlerdir. Aristokratlar içinde yer edinmiş bazı sanatçı/fotoğrafçılar  çıkarlarına uymadığı için devrimden kaçmış, batıya sığınmışlardır. 1905 Rus-Japon savaşı ve  yaşanan halk ayaklanması 1914-18 birinci paylaşım savaşları Rus halkını canından bezdirmiş. çarlığın savaşlarda askerleri bir hiç uğruna öldürtmesi halkın açlık ve sefalete sürüklenmesi paylaşım savaşından Rus halkına düşen pay olmuşken, bir başka dünyanın kurulabileceğini Lenin göstermiştir. Burada Sovyet devrimine girecek değilim fakat Lenin’in önderliğinde günün şartlarına uygun geliştirilen stratejiler 1917 yılında Bolşeviklerin galibiyetiyle Ekim devriminin zaferiyle sonuçlanmıştır. 

Nihayet Paris komününden 46 yıl sonra Rusya’da Sosyalist devrim gerçekleştirilmiştir.

“Dünyayı Sarsan On Gün”

Devrim yıllarının canlı tanığı olan Amerikalı gazeteci ve yazar John Reed; “Dünyayı sarsan 10 gün” isimli belgesel romanını yazmış, Genç Sovyetlerde devrimin başarısı için çalışırken hayata gözlerini yummuştur. Cenazesi devlet tarafından kaldırılmış ve Kremlin Kızılmeydana gömülmüştür. John Reed’in tanıklığı ve dökümanter film ve fotoğraflar bir araya gelince 1917 Ekim devrimi belgesel bir hikayeyi tamamlamıştır.
Sinema ve fotoğraf alanında başta Sergei Eisanstein, Grigori Aleksandrov. Alexandre Dorn, Petr Nowichiy, Alex Saweljiev,  ve isimleri bilinmeyen birçokları Sovyet devrimini belgelemişlerdir.
1896-1917 yıllarına ait gerçek görüntüleri çeken Sergei Eisanstein, Grigori Aleksandrov dünya sosyalist kültürüne büyük miras bırakmışlardır. Sergei Eisanstein, Grigori Aleksandrov 1925’te 1905 ayaklanmasını anlatan “Potemkin Zırhlısı” filmini pek çok sahnesini gerçek çekimlerden kullanarak yapmışlardır. 1926 yılında ise” Oktaber/Ekim” filmi gerçekleştirilmiştir.  Bu filmler dünya sinema tarihinin sessiz sinema döneminin şahaserleri olarak anılmaktadır.
1967 yılında “Dünyayı Sarsan 10 Gün” filmi John Reed’in kitabından seneryolaştırılarak yönetmenliğini Grigori Aleksandrov’un yaptığı  Sovyet Devrimi’nin canlı tanıklığını yapan sarsıcı bir yapımdır. Bu filmde, gerçek tanıklar ve görüntülerle, Rus tarihinin Çarlık despotizminden Bolşevik Devrimi’ne doğru akan zaman dilimindeki tüm evreleri ve olayları anlatılmaktadır. Filmde, Çarlığın baskı ve zorbalığı, halkın durumu, saray entrikaları, Rasputin, Kanlı Pazar, sosyal demokratların tarihsel işlevi, Menşevikler/Kerenski, Lenin, teorisi ve işçi sınıfı, Bolşevik Partisi eşittir devrim denklemi yer almaktadır. Filmde bir çok sahne olaylar gerçekleştiği sıralarda çekilen gerçek görüntülerden, özellikle “Potemkin Zırhlısı” ve “Oktaber/Ekim” filmlerinden  eklenmiştir.  Bu yapımın İngilizce kopyası ünlü sanatçı Orson Welles tarafından seslendirilmiştir.  

1981 yılında Warren Beatty'in yönettiği, Warren Beatty, Diane Keaton, Jack Nicholson'un başrollerini oynadığı ve 1981 yapımı John Reed’in hayatını 1917 devrim süreciyle anlatan “Reds / Kızıllar” En iyi yönetmen oscar’ını almıştır.
Daha sonra 1982 yılında  SSCB, Meksika ve İtalya ortak yapımı olarak, yönetmen Sergey Bondarçuk tarafından  yeniden çekilen “Dünyayı Sarsan 10 Gün” filminde Franco Nero, John Reed’i canlandırmıştır.

Sanatçılar Sosyalist devrimi sokak gazeteleri ve Afişlerle halka anlatıyor.
İlerde bahsedeceğimiz Alexander Rodchenko,Vladimir Tatlin, El Lissitzky, Kazımir Maleviç ve Wasily Kandisky gibi dünya sanat tarihini değiştiren büyük sanatçılar fotoğraf, resim ve heykelleriyle sokak ve sanat diye niteleyebileceğimiz propaganda da sanatı kullandılar. Ayrıca  dünya sanat tarihine damga vuracak izleride bıraktılar. Devrim zamanlarında birer militan olarak ürettiler... (devamı haftaya)

.....



 
Alexander Rodschenko: Leningrad Devlet Yayınevi için yapılan poster tasarımı. Kompozisyon fotomontajın (fotoğraf ve metin kombinasyonu) tipik bir örneğidir.  Açık bir şekilde politik devrimin amaçlarını destekliyorlar.

























Reds-kizillar filmi afişi                                                            Dünyayı sarsan on gün film afişi





Alexander Rodschenko tarafından yapılan potemkim zırhlısı afişi


potemkin zırhlısı filminden etkili bir kare


389) 12 mayıs 2017-SOVYETLERDE FOTOĞRAF-4-“Ve Sovyetlerde Fotoğraf”

Evrensel gazetesi
Kadraj köşesi
389) 12 mayıs 2017
 özcan yaman



SOVYETLERDE FOTOĞRAF-4-“Ve Sovyetlerde Fotoğraf”

“Deklanöre her basışımızda,
parmağımızın katkısını, kültürel gelişimdeki rolümüzü düşünelim.
Bir canlıyı okşar gibi fotoğraf makinamızı kullanalım...”
Özcan Yaman

1900 lü yıllara gelindiğinde dünyanın siyasal ve ekonomik dengesi bozulmuş, her yerde kaos yaşanıyordu. Görüntülenen ilk savaş olması bakımından ‘Kırım savaşı 1855 ve İngiltere, Roger Fenton’la aynı zamanda ilişkilendirilmiş (empeded) gazetecilik örneğini sergilemişti. Rusya’da çarlığın sonunu getiren özellikle 1904-1905 Rus-Japon savaşı ile 1. dünya paylaşım savaşları olmuştur. Dünya ekonomik krizinin sömürgecilikle imtihanı olan savaşlar koskoca çarlığın yıkılmasını sağlarken, dünya halklarına bir devrim manifestosunun bırakılmasını sağlamıştır. Fotoğrafın işlevi bu dönemde genç Sovyetlerin kullandığı etkin bir araç halını almıştır.
Rusya’dan Sovyetlere geçişi Mehmet Özer “SOVYET FOTOĞRAFÇILIĞI” yazısında çok güzel anlatıyor. Mehmet Özer’den devam edelim; 
“ 1904-1905 Rus-Japon savaşında çekilen fotoğraflar savaş fotoğrafçılarına ilham kaynağı oldu. I. Dünya Savaşı yıllarında, fotoğraf sansürleniyor, gerçek hayatla ilgili haberler yerine, Çar'ın "ululuğu" üzerine methiyeler yazılıyordu Bazı dergi ve gazetelerde ise, "Küçük Ateş", "Kıvılcım" ve "Rusya'nın Güneşi" adlı fotoğraflar yayınlanıyor ve ülkenin gerçek durumu anlatılıyordu. Savaş sırasında silah bırakarak muhabirlik yapmaya başlayanlar, daha sonra Ekim Devrimi'nin fotoğrafçısı ve sinemacıları olacaklardı. Bull kardeşler, Alexandre Dorn, Petr Nowichiy, Alex Saweljiev gibi isimlerin de aralarında yer aldığı bu fotoğrafçılar, devrimin fotoğraflarını çekeceklerdi.
Lenin; "Susmayan ve ülkeyi terk etmeyen herkesi, ressamlar, yerbilimciler, fotoğrafçılar, amatör ve profesyonel muhabirleri." Ekim Devrimi'ne katılmaya çağırıyor, "Objektifle çok güzel tarih yazılır çünkü bu açık ve anlaşılırdır. Hiçbir ressam bir fotoğrafçının gördüğünü keten beze aktaracak kadar yetenekli değildir" diyordu.
Lenin, devrimden hemen sona, Lunaçarski'ye fotoğrafçılığa özel önem vermesini tavsiye etmiş; fotoğrafçılığın, gelişen olaylar hakkında Sovyet yurttaşlarının bilgilendirilmesinde çok önemli olduğunu söylemiştir.
Açık ki Lenin, fotoğrafı salt bir kayıt aracı olarak değil, görsel olarak biçimlendirmiş politik propaganda aracı olarak da değerlendiriyordu. Sovyet iktidarı, bu "politik yazarlığın" oluşmasına özel çaba göstermiştir. Devrim yıllarında genç Sovyet iktidarının ihtiyacını karşılayacak kadar fotoğrafçı yoktu. 1917 yılının Aralık ayında, fotoğrafçılık ve sinema özel birimi oluşturuldu. 1918 yılında Petersburg'da Fotoğrafçılık Yüksek Enstitüsü açıldı.
Fotoğrafçıların ve fotoğraf malzemesi satanların birçoğu devrimin ilk günlerinde ülkeyi terk etmişlerdi. İşte bu Enstitü'de devrime bağlı genç fotoğrafçılar büyük zorluklarla yetişiyordu.
1918 sonbaharında Moskova ve Petersburg'da toplumsal gelişmeleri, politik süreçleri çekmekle görevli özel birimler oluşturuldu. 27 Ağustos 1919'da Lenin, fotoğrafçılık endüstrisi ve işletmelerini Kültür İşleri Halk Komiserliği'ne devreden bir kararnameyi imzaladı. Bu tarih Sovyet fotoğrafçılığının resmi başlangıcı olarak da kabul edilmektedir.
Ağır ekonomik koşullar ve yokluk içindeki ülkede fotoğraf hızla yayıldı, sokakları galerilere dönüştüren sergiler açıldı. Kent merkezlerinde "propaganda vitrinleri" oluşturuldu. Fotoğraflar, trenler ve vapurlarla tüm ülkeyi bir uçtan bir uca gezdi, yurttaşları bilgilendirdi ve Sovyet iktidarına sahip çıkmaya çağırdı. Artık, fotoğrafsız bir etkinlik düşünülemezdi.
Sovyet tarihçi Sergey Morosow bu dönemi, "Sovyet fotoğrafçılığnını dünya fotoğrafçılığının en tepe noktasına büyük yükseliş dönemi" olarak tanımlamaktadır. Modern fotoğrafçılığın temelleri burada atıldı. Fotoğrafa dekoratif bir amaç yerine, sosyal bir amaç yükleyen Alfred Stieglitz, Jacob Riis, Lewis Hine'ın çalışmalarıyla, fotoğraf sanatı da sınıflar mücadelesinde kullanılan bir olanak halini aldı. Onlar, fotoğrafın eleştiren, yargılayan bir gücü olduğunu gösterdiler. Onlar, fotoğrafçılığın yalnız kalan yön vericileriydi. Sovyetler Birliği'nde fotoğraf çalışmaları, sosyalist iktidar tarafından bizzüt örgütleniyor ve teşvik ediliyordu.
Gelenekleri yıkın! İnsanları ve nesneleri oldukları gibi fotoğraflayın!
Yeni hareketin anlamı buydu. Toplumdaki devrim, sanattaki devrimle pekiştiriliyordu.
Fotoğrafta daha önce bir tarz gibi duran durgunluğun yerini dinamik ve hareket alıyordu. Yalnızca güzelliğe dayanan bir amacın yerine, gerçeğin kendisi. Yapmacık şekillerde ve taklitçilik yerine sağlam ve tekrarlanmayan anların güzelliği ön plana çıkıyordu.”
(Haftaya devam edecek...)








 

FOTOĞRAFLARA NOT:
1905 – 1917 döneminde devrim sürecine katılan fotoğrafçılar her anı görüntülemeye çalışmışlardır. Kışlık sarayın yıkılmasından, halkın yaşamına ve komünist partinin çalışmalarınının halka ulaşmasında aracılık yapmışlardır. Anonim olan bu fotoğrafların bir çogunun fotoğrafçıları bilinmemektedir. Fakat gety imaj gibi bir çok fotobanklar tarafından satılmaktadırlar. O yıllarda film olarak çekilen görüntülerden de kareler fotoğraflar şeklinde kullanılmaktadır. Özellikle devrimin ilk yıllarında 1920’lerde fotoğraf ve sinemaya parti desteği gelmiş ve akademik eğitim başlamıştır.





388) 5 mayıs 2017-SOVYETLERDE FOTOĞRAF-3- “Rusya’dan Sovyetlere Fotoğraf”

Evrensel gazetesi
Kadraj köşesi
388) 5 mayıs 2017
 özcan yaman

foto-Maxim Dimitriyev

SOVYETLERDE FOTOĞRAF-3- “Rusya’dan Sovyetlere Fotoğraf”

“ Fotoğrafçılar ekipman konusunda alıngan olduklarından,
boyunlarına ve omuzlarına makineler takarak caka satarlar.
Ama çantalarının ağırlığı yüzünden,
 Yengeç gibi yürümek zorunda kalırlar.
Ama; Fotoğrafçılık bundan ibaret değil!...”
DON MC CULLİN

Rusya’nın gerek fotoğrafçılar açısından bakir bir alan olması, gerekse Çar ve aristokratların ilgi alakası özellikle 1860 larda portre alanında başlamıştır diyebiliriz. İlk Saray fotoğrafçıları  Mikhail Nastyukov (1840-1883), Vasiliy(William) Carrick (1827 – 1878) Çar II. Aleksander ve Çar III. Aleksander’ın kadrolu fotoğrafçıları olarak çalışmışlar, çarlık hanedanlarına fotoğrafı öğretmek, Çar ve sülalelerinin gezi, ziyaret gibi etkinliklerini belgelemişlerdir. 
Bir parantez açalım; Fotoğraf Rusya’da gelişmeye başlarken savaşlar sürüyordu. Fotoğrafın icadından sonra ilk büyük savaşlardan biri olan Kırım savaşı yayınlanabilen ilk fotoğraflı savaş olarak tarihe geçmiştir. (1855’de Kırım savaşında Rusya’ya karşı Osmanlı ve İngiltere savaşı sürerken İngilizler fotoğrafçı Roger Fentom aracılığı ile ilk savaş fotoğrafçılığında ‘iliştirilmiş de olsa’ öne geçmişlerdi.)
Sonrasında studyolarından sokağa, dışarıya çıkan fotoğrafçılar objektiflerini  Panaromik ve etnografik  ve günlük yaşama çevirdiler. Rusya’nın değişik bölgelerinde çok sayıda fotoğraf stüdyoları açıldı ve yeni fotoğrafçılar yetişti. 1860 – 1900 yıllarında fotoğrafın her alanından başarılı fotoğrafçılar batı ile boy ölçüşür hale geldi.  Bu döneme damga vuran fotoğrafçılar; Fransız fotoğrafçı Johann Paul Raul, İskoç asıllı fotoğrafçı  Vasiliy(William) Carrick, Mikhail Nastyukov, Andrei Osipovich Karelin, Ivan Fedorovich Barschevsky, Dmitri Ivanovich Yermakov, Nikolay Sergeevich Krotkov, Peter Braborkov, Maksim Petrovich Dmitriev, Benjamin Metenkov,  Ivan Lvovich Lvov, Sergey Lewickiy,  Semen Felzer,  Yevgeny Vishnyakov,  Evgeny Vishnyakov, ... Ama ne yazık ki devrim sürecini anlamayan bazı bilim insanları, sanatçılar ve içlerinde olan fotoğrafçılar batıya kaçmışlardır. Bunlardan biri de aristokrat bir aileden gelen Rusya’nın ilk renkli fotoğraflarını çeken ve 1918 de Fransa’ya kaçan renkli fotoğrafın öncülerinden Sergey Prokudin –Gorski’ yi de anmak gerekiyor.
Bu fotoğrafçıların her biri fotoğrafın alanlarında dünyaya örnek çalışmalar bırakmışlardır. Özellikle Volga nehri ve çevresi fotoğraf platosu olmuştur. Portre, Panoramik fotoğraf ve günlük yaşam artık 20. yüzyıla kalıcılığı ile damga vurmuştur.
Rusya’daki fotoğraf alanındaki gelişmeler batı ile yarışırken, dünyadaki gelişmeler Rusya’nın yeni bir evrime girmesini sağladı. Özellikle 1905 yılları sonralarında belgesel ve foto jurnalizm alanında kendini göstermiştir.
1917 Sosyalist Sovyet devrimi hem fotoğraf teknolojisine yaptığı yatırımla, hemde halkın eğitiminde fotoğrafın önemine destek olarak fotoğrafçılara olanak ve değer vermiştir. Fotoğraf kültürü; teknik, bilim ve sanat alanlarında yatırımla halka bütünleştirilmiş, eğitim ve öğretimde önemli işlevler yüklenmiştir. Halkın fotoğrafa ve fotoğrafın halka ulaşmasını sağlayan 1917 Sosyalist devrim dünyaya fotoğrafın işlevinin ne olacağınıda göstermiştir. Bu anlamda devrim öncesi fotoğrafçıların bıraktıkları miras devrim sonrasında da korunmuş nerede ise sovyetlerin her yerinde fotoğraf müze ve galerileri açılmıştır. Bu gün devrim öncesi ve sonrası fotoğrafa emek ve değer veren fotoğrafçıların adları yaşatılmaktadır.
Devrime sahip çıkan fotoğrafçılar ve fotoğrafçılara sahip çıkan bir devrim gerçekleşince tarihin önemli sayfaları ‘teknik ve sanat’ alanlarında Sovyetler Birliğinin imzasını geleceğe bir miras  olarak kaydetmiştir. (Haftaya devam edecek...)

foto-Maxim Dimitriyev