EVRENSEL HAYAT
eki
KADRAJ
13) 03
Mayıs 2009
Özcan Yaman
Sizlerden gelen
Zenaat/Sanat arasındaki fark ve fotoğrafta nasıl olduğu yönündeki sorulardan
hareketle, yararlı olacağını düşündüğüm temel bir bilgilendirme anlamında ya da
fotoğraf felsefesine giriş diye nitelendirebileceğimiz, biraz uzun bir yazı çıktı
ortaya. Fotoğraf meraklıları için yol gösterici olacağına inanıyorum.
ZENAAT VE SANAT – 1 -
“ İnsanı insan olarak,
dünyayla ilişkilerini de insani ilişkiler olarak kabul ederseniz, sevgiyi
yalnız sevgiyle, güveni yalnız güvenle vb değiş-tokuş edebilirsiniz.
Sanatın tadına varmak
istiyorsanız sanat kültürü almış biri olmalısınız….”
Karl Marks
1844 İktisadi –
Felsefi El yazmaları
Günlük dilde
çokca kullandığımız iki kelime Zenaat ve Sanat’tır. Yanlışta olsa, biri
diğeri olmadığı halde birbirlerinin yerine kullanıldıklarını görürüz.
Burada bir parantez açalım:
(Bazı yüksek
sanat otoritelerine ve kuramlarına (post
modern) göre ise sanat yapmak için zenaatkar olmaya gerek yoktur. Yani, resim
sanatçısı olmak için desen , perspektif, boya,renk ve ışık gibi işin temeli
olan zenaatkarlık aşamalarını yaşamanız ve öğrenmeniz gerekmiyor. İlle tuale de
ihtiyaç yok. Duygularının izini takip et yeter, !... ( Tanrı vergisi dedikleri
bu olsa gerek) Aynı şekilde tüm sanat dalları için geçerlidir. Yani müzik için
söyle yeter. Fotoğraf için çek yeter. Ama
sunum önemli. İşin ehli birinden yardım alırsın ve asistanım dersin oda dert
mi? Hiçbir şey yapamazsan iyi bir çerceve ustası bul. O yüksek sanat
otoritelerinden torpili de çaktın mı, ışıltılı bir galeride sergilersin.
Olursun çağdaş sanatçı!..)
Yukarıdaki parantezi kapatıp, konumuza
dönersek;
Konunun amacı;
İnsan
gözüne, oradan da beyine çeşitli yollardan etki etmektir. İnsan beyninde, neyle
ve nasıl bir yer tutmak istediğimiz önemlidir. Bu nedenle önce iletilmek
istenen fikir, sonrada kime iletildiği son derece iyi bilinmelidir. Gösterilmek
istenenin, nasıl gösterileceği ve nasıl bir yer tutacağımız sorusu görsel
sanatlarla uğraşan, bütün birimleri sürekli düşündürmüştür.
Bu
soru fotoğrafla uğraşan bizler içinde şöyle olabilir.
“Fotoğraf neyi – nasıl anlatacaktır?” Bu
sorunun yanıtını almak için de
“Fotoğraf nedir? Ne
olmalıdır’ın” açıklamasını yapmak zorundayız.
Bizler
insan beyninde fotoğrafla bir yer tutacağımıza göre, iletilmek istenen fikirden
önce; fotoğrafın bütün teknik özelliklerini iyi bilmeliyiz ve
uygulamalıyız. İşte zenaat kısmı… Demek ki ilk adımda fotoğrafı teknik anlamda
uygulayabilir bir konumda olmalıyız. Daha sonra fotoğrafı görsel sanatlar genel
kültürü içinde değerlendirebiliriz.
Fotoğraf sanatının konusu
ise, yapılan fotoğraf uygulama ve tekniklerinin düşünsel yönüdür. Konulara
bakış açısı ve yöntemidir.
Konulara
bakış açısının yöntemi ise asla kişisel değildir. Bu bakış açısının mutlaka
bilimsel bir yöntemi vardır. Bu işin subjektif tarafı yoktur. (Yanlış
anlaşılmasın kişisel yorumdan bahsetmiyoruz) “Ben böyle yapıyorum, isteyen
anlasın – isteyen anlamasın!” diyemeyiz. Bir fotoğraf sanatçısı olmak, konulara
yeni bir nitelik getirmekle mümkündür. Yoksa nereden geldiği belli olmayan bir
ilhamla sanatçı olabilmek mümkün değildir. Sanatçı doğmak mümkün olmadığı
gibi..
Fotoğraf
aracılığı ile konulara yeni bir nitelik kazandırmak, öncelikle belli bir
araştırma, titizlik ve disiplin sonra da bilimsel bir yöntemle yaklaşmayı
gerektirir. İşimiz “yöntem” ile başlıyor. Yani anlatılmak istenen ile
fotoğrafın yöntemi. Tüm sanat dalları ve yaşamımızdaki diğer unsurlar bu
yönteme göre değerlendirilir.
Öyle ise yöntem nedir?
Yöntem;
Neyin gerekli olduğunu, bu neyin nerede olduğunun adıdır. Neye gereksinildiği
ve bunun nasıl bulunabileceğini araştırır.
Bulunanı
bilim tanımlar ve teknik uygular.
Yukarıdaki
bu tanım ve açıklamaların ışığında diyebiliriz ki; Yöntem bir belirleyiciliğe
sahiptir. Yani yöntemsiz bir şey yapamayız. Burada bize neyi nasıl yapmamız
gerektiğini yöntem gösterir. Yöntem teknik ile de bağlantılıdır. Kendine özgü
belirli bir tekniği olmayan bir yöntemde yoktur. Ancak yöntem tekniğin ta
kendisi demekte değildir. Çünkü; Yöntem tekniğe değil, teknik yönteme bağlıdır.
“Yöntem olmadan teknik uygulanamaz.” Bir tekniği öğrenmekle, söz konusu
tekniğin nasıl olabileceğini araştırmak farklı olgulardır. Kısaca insanın
“pratik eylemi” ile kopmaz bir bağa sahiptir.
Fotoğrafta yöntem
Fotoğraf
(Zanaat, Teknik, Nesnel)
Sanatı
(Kültürel Birikim – Kalite – Tarihsel / Toplumsal kalıcılık, Gerçeklik)
Fotoğrafın zenaat kısmı
derken;
Fotoğrafın
teknik kısmından söz ederiz. Yani görüntünün iyi bir şekilde duyarlı malzeme
üstüne aktarımıdır.. (Filmin pozlanması, yıkanması veya bilgisayara aktarımı,
kâğıt üzerine baskı kalitesi vs.) Bu teknik, pratik içinde ve fotoğraf
tekniğini bilenlerden öğrenilebilinir. Fotoğrafı teknik olarak, usta-çırak
ilişkisi yada kurslarda öğrenmek derken genelde bu kastedilir. Çıplak gözle
gördüğümüz cisimlerin, maddelerin kağıda yada bilgisayara aktarmayı
becerebilme. O işi yapabilmek için gerekli olan teknik becerilerdir.
Fotoğrafın sanat kısmı
yada Fotoğrafçının sanatçı olabilmesi ise;
Fotoğrafın
fikir / düşünsel yanı dediğimiz içeriğinin, biçimlendirilebilmesi için
soyutlama yeteneğinin kazanılması demektir. Bir nesneye bir anlam katmak, yani anlam
atfedebilmektir. Fotoğrafta soyutlama yapabilmek için ise her şeyden önce
özümleme yapabilme yeteneği gereklidir. Herkesin baktığından başka bir şeyler
görmek. Nesnel gerçeklik dediğimiz gerçeklikten aldığımızı, yorumlayıp yeniden
sunmaktır. Buna da soyutlama diyebiliriz. Bir bütünü parça ile anlatmak gibi.
İşte
buda bilimsel bir yöntemle olur. Öğreneceğimiz yöntem bütün konulara bilimsel ve doğru olarak
yaklaşmamızı sağlar. Nesnel olan fotoğrafın gerçekliğini vurgulamamız için
gereken yöntemin kurulması önemlidir…
… Haftaya
devam edeceğiz.
Her
zaman söylediğim gibi fotoğraflarınızı beklerken, bol fotoğraflı bir hafta
diliyorum.
Fotoğraf; Arap Çataroğlu
“ Emek”
Kompozisyon ve
anlatım olarak gayet başarılı. Emeğin sunucu sepetten, yaratana doğru bir açıdan
çekilmesi ve sadeliği yerinde. Eline sağlık Arap, çekmeye devam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...