EVRENSEL GAZETESİ
KADRAJ
19)14 haziran
2009
Özcan Yaman
GÜNCEL SORUNLAR
Bugün her kes
demokrat! .
Ama kim veya
kimlerin demokrasisi?
Yani takiye
öyle işlemiş ki. Büyük sermaye demokrasi diyor, AKP demokrasi diyor, MHP
demokrasi diyor. CHP demokrasi diyor, Polis,
Asker demokrasi diyor, Esnaf, İşçi ,Bilim adamları üniversitelerin
yöneticileri demokrasi diyorlar –
sa burada bi yanlışlık var demektir. Daha
geçen ay Uludağ üniversitesi’nde bu demokratik güçlerini sergilediler. Bir
fotoğraf sergisine bile tahammül edemediler. Neydi saldırılan? Kürt gerçeği,
Neydi saldırılan CHP nin açılımları . Tabii bu ülkede demokrasi var. Sergi
açılması bir haksa, baskı görmesi de doğaldır- mı?
Kürt meselesini
TRT Şeş’le, 1 Mayıs’ı bayram yapmakla, Taksim’i sürekli bir pazarlık noktasında
tutma çabalarıyla, Krizi bahane edip işçi haklarını gasbetmekle, Dergi satanı
felç bırakıp, Protesto edeni işkence ile öldürüp pardon deyip demokratlığa
sığınımak. Burjuvazinin demokrasi anlayışı değil midir.
Oysa ki suyu yavaş yavaş kaynatıyorlar
farkındamıyız?
O zaman izler
karışıp, kavramlarda anlam değiştirir oldu.
Burjuvazi
istediğini yine halk istiyormuş gibi, halkın ihtiyaçlarıymış gibi gösterip
solculuk adına, demokrasicilik adına Sanatı her türlü sponsorluk
mekanizmalarını işleterek kullanıyor.
Halbuki mesele halkın
çıkarlarına dayalı bir demokrasi mücadelesidir. Gelirin %15 lik dilimden
alınıp % 85 lik dilim arasında bölüşüm
mücadelesidir. Üretim araclarına halkın sahip olma mücadelesinin adıdır.
Basınıyla Tv
siyle hakim sınıf sorunlar icat edip halkı bu suni sorunlarla uğraştırıp kendi
amaçları doğrultusunda istediği politikayı uygulamıyor mu?
Bu oyunları
boşa çıkartma yolunda, hakikatçi olmak gerekiyor.
Şeriatçı-Laik,
Suni-Alevi, Türk-Kürt, Kentsel dönüşüm diyerek Rantsal bölüşümle her şeyi
metalaştırıp daha daha çok para demiyorlar mı? Kışkırtıcı ve halkı bölmeye,
kardeş kavgası aşamasına getirip, apartta tutmak kimlerin işine geliyor?
Ve gerçek
demokrasi için mücadelede buradan geçiyor. Artık gerçek miş gibi görünenlerin
ardındaki hakikati göstermenin zamanı.
Sorumluluk
duyan sanatçılar, Yaşadığımız güncel
sorunları Güncel sanat ortamına hızla taşımamız gerekiyor. Bu bilinçle
deklanşörlerine basan fotoğrafçılar
diretelim. Ekonomik ve demokratik
mücadelenin harcı sanat ve kültür’dür.İşçi sınıfı mücadelesi sanat ve kültürsüz
olmaz. Sermaye saldırı programlarını hep sanatla kamufle etmiyor mu? İstanbul’u
sanat ve finans merkezi yapacağız diyerek
Sanat galerileri ve müzeler açma yarışına boşuna mı giriyorlar?
Başta büyük
sendikalar örnek olmak zorundadırlar. Galeri bile yetmez, Kültür merkezleri
açmalılar ve işçi sınıfının birikimlerini örgütlemeliler. Kırk yıl oluyor 15-16
Haziran büyük işçi direnişinin yıldönümündeyiz.1 Mayıs’ın yüzüncü yılını geride
bırakıyoruz. Bırakalım müzeleri derli toplu bir merkez var mı? Güncel sorunlar
can yakıcı ve bu sorunları Güncel sanat olarak sunacak sanatçılar nereye
gidecek? Kişisel çabalar, Odalardan bozma kültür merkezleri yeterli mi?
İşçilerle emekçilerle nasıl buluşacak bu sanatçılar? Şairin dediği gibi; “Hem dert çok, hem dert
yok! “
Bu hafta Polat
Çağlayan ve Nil Keçeli arkadaşların fotoğraflarını paylaşıyoruz.
İki hafta önce hapihanelerdeki
arkadaşlara bir fotoğraf projesi önermiştim. Katkılarınızı bekliyorum. Her
hafta olduğu gibi bol fotoğraflı haftalar diliyorum.
Fotoğraf: Polat Çağlayan
Tuzla
“Ekmek dizimde
Yıldızlar uzakta tâ uzakta
Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak
Öyle dalmışım ki sormayın
Bazen şaşırıp ekmek yerine
Yıldız yiyorum”
Oktay Rifat
Fotoğraf : Nil Keçeli
Trabzon
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...