FOTOĞRAF’ta
öznellik-nesnellik
Hafta içinde
DEM TV’de fotoğraf felsefesi konusunda birbuçuk saat konuştuk. Özcan Yurdalan
ve Murat Yaykın’la birlikte katıldığımız Düşünce Kervanı proğramında, program
yapımcısı ve moderatör Mehmet Akaya ile birlikte güzel bir tartışma yaptık.
Özellikle Murat
Yaykın’ın “Fotoğraf İdeolojisi- Algıda gerçeğin bozulumu” isimli yeni çıkan
kitabı ve Özcan Yurdalan’ın “Belgesel Fotoğraf” kitaplarında işledikleri
konuların günümüz fotoğraf dünyasındaki yansımaları olan ve özetle Fotoğraf
nedir? Ne olmalıdır dan- Fotoğrafın sanatla olan bağlantısının Belgesel
fotoğrafla sanat arasındaki ilişkisini konuştuk.
Bence sanat’ın
ne olduğu ve ne olması noktasında programın bitmesi bir eksiklik oldu. Belki
ikinci bir oturumda bu eksiklik kapatılabilir diye düşünüyorum. Ayrıca fotoğraf
alanında bu gibi teorik tartışma programlarının değişik mecralarda sürdürülme
gerekliliği olduğunu da düşünüyorum.
Yeri gelmişken
Murat Yaykın’ı kutluyorum. Ülkemiz Fotoğraf kültürüne bir katkı olarak değerli
bir kitap kazandırdığı için.
Önceki
yazılarımda “fotoğrafta gerçeklik ve felsefeyle olan bağı” konusunda yazmıştım.
Bugün de Fotoğrafın Sanatla ilişkisi konusundaki düşüncelerimi paylaşmak
istiyorum.
Sanatın ne olup
olmadığı konusunda ciltler dolusu yazı ve yorum yapılmıştır.
Özellikle Özcan
ve Murat’ın “belgesel fotoğraf sanat fotoğrafı değildir.” Düşüncelerine kısmen
katılıyorum. Basın fotoğrafının yada enstantene fotoğrafının da direkt olarak
sanat fotoğrafı olmadığı düşünülebilinir. Aynı şey diğer sanat dalları içinde
geçerlidir. Bence burada sanat’ın işlevi ve fotoğrafın işlevi konusu
tartışılabilinir. Literatüre göre bu kavramların taşıdıkları anlamlar
önemlidir. Marksist literatüre göre ve Burjuva sanat kuramının literatürüne
göre bu kavramlara atfedilen anlamlar bizim algılama ve düşüncelerimizi
oluşturur. Yani öncelikle hangi literatüre göre sorusu önem kazanır. Tıpkı Özgürlük
ve Demokrasi kavramlarının literatüre göre kazandıkları içerik gibi.
Bu konuda Murat
şöyle diyor; “ …Belgeselcinin çalıştığı konunun gerçekliği, kendi
(fotoğrafçının) gerçekliğinden önce gelir. Sanat fotoğrafında ise fotoğrafçının
kendi gerçeği ön plandadır.” Belgesel fotoğrafçı nesnelerin gerçeği/nesnel
gerçeklik için kendini aracı kılar. Sanat fotoğrafında, fotoğrafçı kendi
fotoğrafında öznel olarak kurar, …
Belgesel fotoğrafçı nesneldir. (Fotoğraf ideolojisi Sayfa 37,38 )
Bu görüşlere
fotoğrafın yapılma/çekilme aşamasında
katılıyorum. Örneklersem; 1 Mayıs’ta 2008 veya 2009 da çekilen fotoğraflar ilk
anda belgesel fotoğraf olarak nitelendirilebilinir. Basında ve olayları
anlatımda objektif ve nesnelliğin ön planda tutulduğu fotoğraflardır. Fakat
daha sonra kullanımda fotoğrafçının öznel duygularıyla sergilenme aşamasındaki
kurgulama artık başka bir derdi anlatmaya doğru gidişi zorunlu kılar. Yani
sanatsal bir içeriğe bürünür. Çekim aşamasında nesnelliğin ön planda tutulduğu
doğrudan anlatım varken Fotoğrafçının dünyaya bakışına göre kullanımda
kurgulandığı ve düz anlamından çıkıp taraflı bir bakış açısıyla sunulmasında
sanatla buluştuğunu düşünüyorum. Ayrıca fotoğrafçının dışında fotoğraflarını
verdiği/kullandırdığı mecranın da
O fotoğrafları
kullanma biçimi nesnelliğinin bitip sınıfsal konumuna göre yeni bir içerik
kazandığı, anlatım kazandığı ortadadır. Oysaki fotoğraf aynı fotoğraftır. Bence
burada fotoğrafa yan anlamlar kazandırılarak izleyenlerde amaca yönelik yorum
kazandırılması önemlidir. Bu algılama ve bu algılanmayı sunma biçimi sanatla
olan bağı kurmaktadır. Yani fotoğraf oynanmamış, kendi gerçekliğinde saf bir
fotoğraf olabilir. Peki bu fotoğraf kendisini bu belgeselliğin sınırlarında
nasıl ve ne biçimde tutabilir? Eninde sonunda bir şekilde kullanılacak işte bu
aşamada sanatın etkileme ve yeniden üretilme aşamasına gelmiş oluyor. Bu
anlamda belgesel fotoğrafın sanatla bir ilişkisi olmadığına karşıyım. ( Yeri
gelmişken sanat tanımının Marksist literatürdeki anlamları çerçevesinde .)
Zaten Murat’ta zannediyorum Tiananmen meydanında çekilen tank ve önündeki bir
öğrencinin olduğu fotoğrafı örnek vererek anlatımında aynı şeyi söylüyoruz.
Ben ne kadar
nesnel olarak çekilirse çekilsin saf duru bir belgesel fotoğrafın olamayacağını
düşünüyorum. Bu durum yalnızca o an ve çekildiği andır diyebilirim. İş
kullanılmaya başladığında ( İster fotoğrafçı tarafından ister bir başkası
tarafından) Artık taraflı ve yorumludur ve bu da sanat dediğimiz alana
giriştir. Artık konuşulacak olan da sanatın ne olup olmadığı ve sınıfsal
bakıştır.
Sonuç olarak ister öznel, ister nesnel bakış açısıyla çekelim neye
kime hizmet ettiğimiz önemlidir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...