Translate

Bu Blogda Ara

421) SOSYALİST GERÇEKÇİLİK-EVRENSEL-23 MART 2018-ÖZCAN YAMAN




SOSYALİST GERÇEKÇİLİK










“İçerik sosyalistse 
binlerce biçim olabilir”
Nâzım Hikmet

Bertolt Brecht, Georg Lukacs, Moisei S. Kagan, Konstantin Simonov, Gely Korzhev, Hrapçenko, M. Gorki, Plehanov, Neruda, Nezval, Kavafis, Stanislavski, Aytmotov, Mayakovski, Sergey Ayzenştayn, Şolohov, Anna Seghers , F. Mehring, C. Zetkin, D. Blagpyev, G. Plekhanov, V. Vorovski, A. Lunaçarski M. Şolohov, K. Fedin, A. Fadeyev, N. Ostrovski, A. Tvardovski, K. Şimonov, D. Şostakoviç, Haçaduryan, J. Becher, H. Eisler, L. Aragon, A. Stil, M. Majerova, B. Illes, SeahO'Casey, R Fox, T. Pavlov, P; Neruda, J. Amado, N. Guillen, A. Maltz, Lu Hsün, Mao Dun, D. Natsagdordş, Ş. Tokunaga, Y. Miyatomo, John Heartfield, A.Rodchenko, El_Lissitzky, Tatlin, Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Sadri Ertem, Samim Kocagöz, Kemal Bilbaşar, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Avni Memedoğlu...
Bu isimleri okuyunca aklınıza ne geliyor? Özellikle sosyal medyada güncel sorunlara ilişkin kullandığımız şiirleriyle, sözleriyle, resim ve fotoğraflarla haşır neşir olduğumuz sanatçı, aydınlar. Başka? Sevdiğimiz, toplumsal mücadelede bizleri besleyen kaynaklar. Neden?
Çünkü onlar sosyalist. Çünkü onlar 'Sosyalist gerçekçi' sanatçılar, aydınlar.
Hâlâ günceller, hâlâ vazgeçilmezler ve hâlâ yaşıyorlar. Çünkü zaman geçse de sorunlar aynı. Dünya ezenle ezilen, emekle sermaye, savaşla barış, kısacası sınıflı bir toplum düzeni olan kapitalizm sürecini yaşıyor. 
Sovyet Devrimi'nin 100. Yılı yerini 101. yıla bıraktı. Kültür ve sanat dünyası iyi niyetli ya da kasıtlı olarak 'Sosyalist gerçekçilik' kavramını eskimiş, bitmiş, 1930-40'lı yılların Stalin diktatörlüğü(!) zamanının sanat akımı gibi gösterip, yalan yanlış ve eleştiri bile denemeyecek sözlerle, yazılarla karalama gayretlerini sürdürüyor...  En iyisi bile 'Sosyalist gerçekçilik'i geçmişte kalmış bir akım olarak görmeyi, göstermeyi seviyor. 
Sosyalist ideoloji; siyasi, iktisadi ve kültür/sanat alanıyla bir bütündür. Kimileri siyasi uygulamaları, kimileri ekonomik uygulamaları, kimileri de sanat alanındaki uygulamaları eleştirerek (Keşke eleştiri olsa, küfrederek) derler ki; Stalin diktatördür, sosyalist gerçekçilik diye bir akım başlatarak sanatçıları ezmiştir, yaratıcılığı öldürmüştür. Halbuki siyasal yöntem bir bütündür. İdeolojik olarak teori ve pratiğin ekonomiden, sanata yansımasıdır. 
Günümüzde burjuva sanat çevreleri, eleştirel gerçekçiler ve kendine sosyalist diyen bazıları sosyalizme saldırılarında şöyle derler; sosyalist gerçekçilik bir dönemin (Stalin dönemi kastedilir) akımıdır, bitmiştir. 
Öyleyse Brecht, sosyalist bakış açısının tiyatro ve şiir alanındaki temsilcisi dahası kuramcısı olarak, Stalin diktatörlüğü(!) zamanında sanatçıların baskı(!) altına alındığı yıllarda damgasını vurmuştur. Peki neden Brecht deyince esas duruşa geçip dahası oyunlarını şiirlerini kullanıp solculuk yaparlar?
''Sosyalist gerçekçilik'' madem olmuş bitmiş bir akım, üstelik Stalin diktatörlüğünün baskı döneminin ürünü o zaman Brecht'i çıkarın tiyatro repertuvarlarınızdan, Nâzım'ı çıkartın hamasi nutuklarınızdan, velhasıl yukarıda saydığım ve sayamadığım aydın ve sanatçıları unutun... Ama unutamazsınız.
Öncelikle bir yerden başlamak gerekiyorsa o da  'Sosyalist gerçekçilik'in yalnızca bir sanat akımı olmadığıdır, çok ötesinde bir kuram olduğudur. Hayata sosyalist açıdan bakmanın sanatsal ifadesi “Sosyalist gerçekçi yöntemdir”.  Sosyalist ideolojinin sanat kuramıdır. Sanat akımları;  Fütürizm, sembolizm, dadaizm, ekspresyonizm, kübizm, pürizm, sürrealizm, konstükrüalizm, empresyonizm, ekspresyonizm, pop art, opart ve minimalizm... gibi bazı dönemlerde etkili olmuş ve yerini bir başka yeni akıma bırakmış, sanatın gelişmesinde önemli rol oynamış akımlar vardır. Ama ''Sosyalist gerçekçilik'in biçim içerik ve felsefe anlamında farklılıkları vardır. 
Sen Brecht, Neruda, Nâzım deyince göklere çıkartacak, oyunlarını oynayacaksın Sosyalist gerçekçilik'i işi bitmiş sanat akımı sayacaksın. Bu nasıl bir çelişkidir. Bunlar bir de '...o başka konu, sanatçıyı seviyoruz ama onun ideolojik partili ve siyasi kişiliğini sevmiyoruz' derler mi? Derler...
Nâzım Hikmet; ''İçerik sosyalistse binlerce biçim olabilir” der. Geçmişte işlediği konular nedeniyle 'donmuş, kalmış' gibi düşünülmesi ve böyle kalıplaştırılması yanlıştır. Aksi diyalektik materyalizme terstir. Sosyalist gerçekçi sanat , 21. yüzyılda iyiye güzele ve geleceğe sözle, yazıyla veya görselle insan odaklı olmanın adıdır. Bir ideoloji düşünün hayatın her alanına ilişkin alternatif önerisi var. Marksist iktisat, üretim araçlarının toplumsallaştırılması, mülkiyet ilişkilerinin değiştirilmesi gibi bir çok alanda sözü/önerisi dahası siyasal mücadelesi olsun ama sanata gelince olmasın... 
Akla bile ters olan bu gerçeğin karşısına sosyalizm “Sosyalist gerçekçi sanat” kuramıyla çıkar. Geçmişin ya da 1940'ların tanım ve açıklamalarıyla vardır/yoktur/yanlıştır tartışmasının  ötesinde bu gün nerede olmalının geliştirici tartışmalarında olunmalıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...