Translate

Bu Blogda Ara

29)23 Ağustos 2009--CİMCİME

EVRENSEL GAZETESİ

KADRAJ
23 Ağustos 2009
Özcan Yaman



CİMCİME


Bildiğiniz gibi bu haftada gündem yoğun. Şimdi diyeceksiniz ki, “eee Cimcime de nereden çıktı? “
Motordan çıktı.Ne motoru mu? Efendim, sabah kalktık  işe güce gitmek üzere eşim ve oğlum arabamıza bindik. Önce Güngörön’e uğradık arkadaşımızı aldık, sonra Şişli’ye vardık. Eşimi işine doğru yolcu ettik. 
Yola devam etmek için tam kontağı çevirirken önümüzde yük indiren kamyonetten birkaç kişi “abi kontağı kapat arabadan ses geliyor” diye el kol işaretleriyle bağırmaya başladılar. Önüne park ettiğimiz işyerinden de güvenlik falan toplanınca kaputu açıp arabadan indim. Canhıraş bağıran yada miyavlama sesi Şişli’nin o trafiğine rağmen ortalığı inletiyor. “Eyvah hayvan yanıyor herhalde” diyerek, kaputu yavaşça açtım.Görünürde bir şey yoktu, sesten başka. Sonra arabanın altına giren genç arkadaş, motora oldukça uzak akünün aralarından avuç içi büyüklüğünde bir kediyi çıkartıp bana verdi. Kalbi küt küt atıyordu. Biraz sevdim ve yere koydum, doğru caddeye fırlıyor. O sırada Hasan yani oğlum bakkaldan süt alıp gelmiş. Ne yapalım? Kedinin yaşadığına sevinerek bindik arabaya da ne yapacağız? En iyisi doğal ortamına bırakmak dedik. Ama her yer koca köpeklerle dolu…
Kedi arabada korkudan koltuğun altına sinmiş durumda süt döküldü ama içmiyor. Neyse ya sokağa bırakacağız yada bakacağız. Ama nasıl? Annemiz kediden çok korkuyor. En iyisi telefonla durumu anlatmak. Telefonda olayı tüm duygusallığı ile anlattık ve Hasan’la birlikte kediyle beraber yaşama kararı aldığımızı açıkladık. Sonra veteriner, kedi kumu vs derken akşam evde bir nüfus daha çoğalmış olduk. Veteriner dişi bir Tekir kedi olduğunu söylemişti. İsimsiz bir iki gün geçti. Gerçi motordan çıktı ama motor diyemezdik. Hayata bu derece tutunmak için mücadele eden mutlaka başka kediler de olmuştur ama bizimde yaşamak için mücadele eden bir kedimiz olmuştu. Bu yazıyı yazdığımda yaklaşık bir hafta doldu. Sağ olsunlar tecrübeli arkadaşlarımız Vildan ve Ayla bebe kediye nasıl bakılır telefonla bizlere tecrübelerini anlattılar. Şimdi Cin gibi sağlığı yerinde. Kucağımızdan inmiyor. Bizi kendisiyle oynamaya zorluyor. Eee artık bir ismi olmalıydı ve ona Cimcime dedik…Bu hafta Cimcime’nin hikayesi  ile yazıya başladım umarım sıkılmadınız.
Hayata sarılmak dedim ya, Bir kedinin verdiği yaşam mücadelesi bana çocukları hatırlattı yine. Hani biliyorsunuz terör örgütüne yardım eden şu terörist çocukları(!) Hani Terörle Mücadele Kanununa muhalefet eden, kurulu düzeni taş atarak devirmeye kalkan çocukları. Tabiî ki onlarda adaletten kendi paylarına düşeni almalıydılar .  Sırf bu kadarı bile bize 12 Eylülün sürdüğünü göstermeye yetmiyor mu? O zaman bu 12 Eylül hukukunu kim değiştirecek? Bu Asosyal devleti, kim sosyal yapacak? Hatıralardadır. Devrimciler teslim olsunlar yada itirafçı olsunlar diye gözaltına alınan anaları,babaları,eşleri, kardeşleri,bebeleri rehin tutulup işkence görürlerdi. Şimdi, mantık aileleri cezalandırmakmış!..Ne diyelim? Mücadeleye devam… Basit bir kural vardır. Etki tepki diye.Yaşam göstermiştir ki; Adaletsizliğin, Hukuksuzluğun olduğu yerde, direnmek  meşrudur. Mutlu azınlığın adaleti ve hukuku tepki yaratıyorsa, çoğunluğun adalet ve hukuk anlayışı tepki olarak doğar gelişir. Çünkü yoksulluğu ve ezilmeyi yaratanlar bunu ortadan kaldıramaz. Öldürmeyi ve savaşları kutsayan bir anlayış aynı zamanda karşılığını da yaratıyor demektir. Yanda gördüğünüz fotoğrafa iyi bakın. Bebeklere oyuncak diye sunulana bakın. Eğer bir gün bu gerçekler değişirse, o değişiminde fotoğraflarını da bizler  çekeceğiz. Bana ve bir çok arkadaşıma hep yoksulluğun fotoğrafını çektiğimizi, hep iç karartıcı fotoğraflarla uğraştığımızı söylüyorlar. Doğrudur, Ne zaman ki bu görüntüler değişir o zaman mutlu insanların da fotoğraflarını çekmeyi biliriz.
Her ne kadar fotoğrafla ilgilenmiyorum dese de, eline makineyi aldığında gerçekliği, fotoğrafla anlatma becerisini gösterdiği için ve bu fotoğrafları bizlerle paylaştığı için oğlum Hasan’a aferin diyorum.
“Yaşama ve direnme gücü oldukça, Hayata tutunmak bir görevdir” anlayışıyla  mücadele edenler
çok yaşayın.
Bol fotoğraflı haftalar dilerken, öneri, görüş ve fotoğraf katkılarınızı beklediğimi hatırlatırım.   
















(01)
Flaş, flaş flaş
Acar magazin muhabirimiz Özcan Yaman uzun uğraşlar sonucu , en şuh haliyle keyif yaparken Cimcime’ yi yakaladı…Karşınızda yirmibeş günlük Cimcime.



 

(02)
Fotoğraf: Hasan Yaman
Büyüyünce zengin bir iş adamı mı olsam?
yoksa

















Fotoğraf: Hasan Yaman
(03)
Öldürmeye programlanmış bir militarizm sevgisiyle mi dolsam? Diye büyütülen bebelerin vay haline…



















(4)
 Fotoğraf: Basından

Bu görüntülerin üstüne söz söylenebilir mi?
Güpegündüz sokak ortasında şiddeti sergileyenlerin belgesi olan bu fotoğraf hangi hukuku anlatıyor?






















(5)

Fotoğraf: Özcan yaman

Oysa ki mutluluk tüm insanların hakkı. Çocukların sevgiyle, kardeşlik duygularıyla büyütülmelerinin bedeli neden bu kadar ağır?
















 (6)
Fotoğraf : Özcan Yaman

Direnmek doğanın kanunu.







































(7)
Fotoğraf: Özcan Yaman

Her şeye rağmen, Hayat nakış nakış işleniyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...