Fotoğraf: Özcan Yaman
ÖZNE’den, YÜKLEM’e…
Özne
olmak önemlidir. Koca bir cümlenin başlangıcıdır. Ama yüklem ağırlığı taşır.
Bir anlamda yüklem sonuçtur. Toplumsal yaşamda iş bölümü deriz. Herkes
çalışmalı deriz. Sabahın köründe kalkar işe gideriz. Akşam aynı şekilde
döneriz. Oysa ki hayat, doğduğumuz andan itibaren bitmekte ve ölüme her geçen
saniye yaklaşmaktayız. Yıllar hızla geçer bir bakmışız hala sabah erkenden işe giden, akşam dönen
bir makinaya dönmüşüz. Yani çalışmak için yaşamaktayız.
Oysa
ki yaşamak için çalışmalı insan! Bu da öznelik bilinci ile olur tabii ki.
Dünyanın,
hadi geçtim ülkenin % 20 si elini sıcak sudan soğuk suya sokmazken , % 80’i bu
kısır döngü içinde hayatını noktalamakta. İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir
milletiz yalanlarıyla, Sosyal bir hukuk devletinin bireyleri olduğumuz
tekrarlanır durur. Bir ülkede insanlar çalışmak için yaşıyorlarsa o ülkede
adalet, hukuk hele sosyal devlet yok demektir. Aslolan; yaşamak için, yetecek
kadar çalışmaktır.
Bir
sabah erkenden başlayıp akşama kadar insanları izleyin. Metrobüse binmek
için çıktığınız köprünün üstünden bakın,
Saatlerce birbirleriyle kavga ederek araçlara binmeye çalışan insanları
izleyin. Mesai arkadaşlarınızın yüzlerine bakın . Akşam dönerken yine aynı
şekilde inceleyin. Sabahın akşama bir yansıması olan fotokopi toplumunu
göreceksiniz. İşte burada başlıyor özne olmak. Edilgen mahlukatlar mıyız yoksa
insanmıyız? Hayatı değiştirecek ve dönüştürecek koca bir aileyiz oysa ki. Yeter
ki Neden? Niçin? diye sorgulayalım. Toplumsal bilincin gelişmesinde
oynayacağımız rol bizlerin hangi alanda olursak olalım sorumluluğumuzdur.
Bu
anlamda Fotoğrafçılar olarak ister hobi olarak, ister sanat olarak bu çağa
tanıklığımızı fotoğrafla sağlayabiliriz. Birkaç haftadır sürdürdüğümüz
fotoğrafın toplumsal bilincin oluşturulmasındaki rolü. Fotoğrafçılığın ve
sanatın bu alanlarda nasıl olduğu ve olması gerektiği konusunda yazdık. Günlük
yaşamdaki gözlemlerimizi fotoğraflara aktarıp paylaşalım. İş yerlerinde özellikle
sendikalarda fotoğraf eğitim ve kültür merkezleri oluşturulması yolunda ısrarcı
olalım. Şubelerden Genel merkezlere İşçi sınıfının da Kültür ve sanata ihtiyacı
olduğunu gösterelim. Emekten yana sanatçılarımıza sahip çıkalım.
Bir
düşünelim; Her meslek grubundan, Hemşirelerden-doktorlara, Torna
tezgahlarından-Teksil sektörüne, Liselerden-Üniversitelere yaygınlaşmış ve
yaptıkları işlerin birer öznesi olmuş arkadaşların gözünden oluşturularak sorunları,
sevinçleri, hüzünleri mutlulukları anlatan kareleri, Bunların sergilerle
paylaşıldığını. Baskılı ve görsel yayınlarda kullanıldığını bir düşünelim…
Özne’den
Yüklem’e doğru adım adım ileriye …
Bu
gün Erdal’ın ve Annemiz Şadan Eren’in pek görülmemiş fotoğraflarını
paylaşıyoruz.
Bu
köşede sizlerin de fotoğraflarına ve görüşlerine yer vereceğimizi duyurmuştuk.
Bu
hafta okuyucumuz Çağla Başak’ın görüşlerine yer veriyoruz.
Merhaba
Lise 3 sınıfı öğrencisiyim ve fotoğrafa olan merakım
sebebiyle kendimi bu yönde geliştirmek istiyorum. Son zamanlarda RED fotoğraf ile
birlikte sizi takip etme şansım oldu.
Evrensel’ de yayınlanan Fotoğrafçılar yazısında şöhret ve
para için fotoğraf çeken ve bu işi meslek haline getiren kişileri fotoğraf
sanatçısı diye tanımlarken, düşünce ve görüşlerini toplum ile paylaşmak
için fotoğrafı kullanan kişilerin fotoğrafçı olduğunu belirtmiştiniz. Her
ne kadar burjuvazi kendilerini fotoğraf sanatçısı diye tanımlasa da ben asıl
sanatçıların, sınıfsal mücadelesinde toplumsal gerçekleri
görselleştirebilenlerin olduğunu düşünüyorum… Kapitalizmin fotoğraftan
yararlanma biçimlerine her gün tanık oluyoruz. Buna karşı sanata, toplumu
aydınlatmak için başvuran fotoğrafçılar yakaladıkları gerçeklikleri bir şekilde
açığa çıkarma çabasındalar. Bu iki zıt durum karşısında ben sanatçı diye
nitelendirilmesi gereken kişilerin, bu işi hiçbir kazanç sağlamadan, “toplum
için sanat” yapanların olduğunu düşünüyorum.
Oldukça ilgi gören ve çoğu yerde kullanılan fotoğraf,
düşünce ve görüşlerimizin sembolleştiği bir alan oldu artık. Dergilerde,
gazetelerde ve birçok iletişim araçlarında herhangi bir an’ı zihinlere kazımak
için başvurulan en önemli yöntemlerden biri halinde hiç kuşkusuz. Tüm bu
gerçekliklere rağmen işçi sınıfının kurumları fotoğrafı gerçeklikleri
aksettirmede kullanırken çok eksik kalıyor ve gerekli önem verilmiyor. Kurumların yetersizliği yanında bireysel
olarak meydana gelen çalışmalar bir şekilde günışığına çıkarılmıyor ve yarar
sağlanamıyor. Bireylerin ürettiklerini bir şekilde açığa çıkarmaları ve bu
ürünlerin kullanılması büyük bir adımın başlangıcı olur diye düşünüyorum.
“İşçi sınıfı kültür ve sanat merkezinde fotoğraf”
öznelinde düşünürsek şunları söyleyebilir miyiz? Böyle bir merkezde sergilerin
yanı sıra bir de fotoğraf dergisi çıkarılabilir. Bu kapsamda önemli çalışmalar
yapılabilir. Daha profesyonel çalışma içinse bu kurumda görevli sanatçılara
(fotoğraf sanatçılarına) ihtiyaç duyulabilir. Sendika merkezlerinin bunu
yapacak gücü var mıdır? Bence vardır. Zaten niyet bu işi yapmak olduktan sonra
müthiş bir destek de gelecektir. Çünkü bu ilk kez yapılacak bir çalışma olur.
Siz bir süredir bu konuyu tartıştırarak bu çalışmanın devasa kapsamı hakkında
ipuçlarını veriyorsunuz. Bunu düşünmek mükemmel bir heyecan yaratıyor.
Böyle bir kurumsal
çalışmada mimariden mühendisliğe sanattan edebiyata ve diğer birçok alandan
mesleğinde yetkin kişiler gönüllü olarak çalışacaklardır diye düşünüyorum.
Evet, istenirse işçi sınıfı kültür ve sanat merkezi kurulabilir ve bu kurum
sınıf mücadelesinde eksik olan önemli bir ayağı doldurur. Bu çalışmanın başlatılması
ise bazı ortak konularda birleşen tüm kurumların (en başta ve hepsinden önce
sendikaların) bir araya gelmesi ile olabilir. Yazacak ve üzerine söyleyecek çok
şey var. Özetle “baldırı çıplakların”
“amelelerin” “ayak takımının” yani işçi sınıfının; proletaryanın yarattığı
değer ve güzelliklerin neler olduğunu dost düşman herkes görmüş olur.
Çağla Başak
………………………………………………………………………………..
“Bu gün tam 29 yıl
oldu. Daha güzel bir dünyanın kurulması için mücadele eden koca bir ailenin bir
küçücük öznesi. Mert, yiğit, Er. İncecik bir Dal. Yaşıyla kıyaslandığında nice
insan müsvettelerine taş çıkartan Eren. Halkın Kurtuluşu mücadelesini
darağacında “Faşizme ölüm! Halka hürriyet!.. sloganıyla sürdürürken, elleri
titreyen celladın ve acele ile asılmasını emredenlerin gözlerine bakarak
inancın ve ölümsüzlüğün nasıl olacağını gösteren Erdal Eren. Yoldaşların seni
hep özlüyor…”
BIRAKIP GİTTİN BENİ
bırakıp
gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
…
ARAGON
01-Şadan
Eren (Erdal’ın Annesi)
Fotoğraf:
Özcan Yaman
sözler ki
o sözler ki acıdır
mapusane avlularında
demirli kırbaçlar gibi şaklar
o sözler ki sırasında
çiçek açmış bir nar ağacıdır
dağ ufkuna vuran deniz aydınlığı
sırasında gizemli bıçaklar
o sözler ki
imgelem sonsuzluğunun
ateşten gülüdürler
kelebek çarpıntılarıyla doğarlar ölürler
o sözler ki kalbimizin üstünde
dolu bir tabanca gibi
ölüp ölesiye taşırız
o sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan
uğrunda asılırız
mapusane avlularında
demirli kırbaçlar gibi şaklar
o sözler ki sırasında
çiçek açmış bir nar ağacıdır
dağ ufkuna vuran deniz aydınlığı
sırasında gizemli bıçaklar
o sözler ki
imgelem sonsuzluğunun
ateşten gülüdürler
kelebek çarpıntılarıyla doğarlar ölürler
o sözler ki kalbimizin üstünde
dolu bir tabanca gibi
ölüp ölesiye taşırız
o sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan
uğrunda asılırız
Atilla İlhan
03- erdal ve arkadaşları
Bir fotoğraf
neyi anlatabilir?Yıllara direnen, Şimdi fotoğraflarına bakıyoruz, Her genç gibi
arkadaşlarınla, ama onlardan bir adım önde olarak taşıdığın onurunla
bakıyorsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...