Translate

Bu Blogda Ara

71-Teknoloji gelişti tamam da..-Evrensel-27 haziran 2010-özcan yaman


Teknoloji gelişti tamamda…
Özellikle on – onbeş yıl öncesiyle karşılaştırdığımızda vay bee diyoruz.  Hatırlarmısınız büyük pano reklamları, hani Camel ,sarımsı Piramitleriyle,  Marlboro at üstünde kovboyuyla, Fruko gazozlarının reklamlarını, Fay, Mintax deterjan reklamlarını ve daha bir çoklarını. Hatta polislere fruko denirdi, çünkü şapkaları fruko gazos kapağına benzetilirdi. Colalar falan sonraları gelip baş köşeye oturdular. Bütün bu markaların dış mekan reklamları elde boyalarla yapılırdı. Düşünsenize metrelerce boya boya bitmez. Ressam ve tabelacı arkadaşlar için para kazanma yoluydular. Sonraları büyük ebad matbaa baskılı bilboardlar yer buldu ama çok büyük boyutlarda hala ressamların ve tabelacılar iş yapıyorlardı. Hayatın bir çok alanı buna benzer hikayelerle dolu. Fotoğrafta da benzer gelişmeler yaşandı. Fotoğrafı kimya hızla terk etti ve yerini elektrik aldı. Sinemada video da aynı şekilde filmler yok oldu CCD. Veya CMOSlar  yerini aldı,Yani dijitalleşti, bilgisayarlaştı…
Zaman geldi, cep telefonlarıyla, fotoğraf çekip anında paylaşabilir, bilgisayarla film / video yapabilir, mahkemelerin bile dijital kayıtlarla davaları yürüttüğü bir sanal dünyanın içinde dolanır olduk. Yani geçmişte teknik olarak zor olan ve bu nedenle kopyalanmaları dahi büyük ustalıklar gerektiren  bir dünyadan, kopya dediğimiz şeyin orijinal yerine kayıpsız olarak geçtiği bir dünyaya geldik.  Geçmişte orijinal bir fotoğraf filmi tek idi, kopyası hiçbir zaman orjinalin yerini tutmazdı  ve bu iş için üretilmiş filmlere duplice yaptırmak için bir avuç para harcayarak sahip olurduk.Her kopyadan yapılan kopyalar kalite kaybına uğrardı. Şimdi ise milyonlarca çoğaltabiliyoruz ve kalite kaybı olmuyor. Hard disklerde ordan oraya taşıyabiliyoruz.
Bu kadar olanak doğal olarak kolaycılığı ve haksız kazanç elde etmeyi de arttırdı. Hergün karşılaştığımız telif hakları davaları arttı. Bugün bilgisayar ve google aracılığı ile her şeyi yapmak mümkün hale geldi. Yayın evisiniz  görsel lazım, gir internete görseller elinizin altında. Gazete çıkarıyorsunuz habere fotoğraf lazım gir internete seç-beğen kullan. Sendikasınız, afiş tasarlıyorsunuz şöyle bir kitle fotoğrafı lazım dediniz gir internete tamam. Yada sattığınız bir ürünün tanıtımını yapacak, broşür bastıracaksınız. Ne gerek var fotoğrafçıya, rakip firmanın broşür veya internet sitesinden fotoğraflarını alıp fotoşopla oynayıp kullanın gitsin. Şaka gibi ama maalesef bir zamanlar,  hatta hala böyle…
Peki telif hakları diye bir şey duydunuz mu? Evet 1951 yılında yasalaşmış ve günün koşullarına göre dili eski de kalsa yetersizde olsa güncellenerek kullanılan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu yani FSEK var.Telif hakları, eser sahibine, rızası olmaksızın eserinin kopyalanmasını, değiştirilmesini, dağıtılmasını veya çoğaltılmasını önleme; ayrıca eserin izinsiz kullanımı halinde kişiye hukuki yola başvurma olanağı tanır. Fotoğrafçılıkta ise telif hakkı, deklanşöre basılarak, görüntünün filme/ccd’ye  yerleştirildiği an başlar ve başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden kazanılır. Burada telif haklarını uzun uzun anlatacak değilim. Merak edenler internetten indirerek inceleyebilirler.
Bu gün, geçmişle kısa bir yolculuk yaparak fotoğraflarımızın kullanımındaki haklarımıza bir değinelim istedim. Bol fotoğraflı bir hafta dilerken, fotoğraflarınızı beklediğimi hatırlatırım… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...