Translate

Bu Blogda Ara

434-HAK ARAMA MÜCADELESİNDE KUŞAKLAR- 31 ağustos 2018-Evrensel-Özcan Yaman


HAK ARAMA MÜCADELESİNDE KUŞAKLAR  
(Cumartesi Annelerinin 700.Haftası Nedeniyle...)


Adaletsizliğin sonucudur hak arayışları. Belki yüzlerce kez yazdık çizdik çektik. Cumartesi annelerinin 700. Haftasında bir kez daha demokrasi denen şeyin ne kadar göreceli ya da konjektöre göre değişken bir kavram olduğunu. Sanki yıllar içinde taşların yerinin değiştirilip yap-boz oyunlarına çevrildiği bir ülkede yaşıyoruz. Anlayacağınız Demokrasi bazen yumuşuyormuş gibi yapıyor ‘’özgürlük’’, bazen sertleşiyor ‘’diktatörlük’’ yaşanıyor diyoruz. Ama değişmeyen bu gelgitlerde kaydediciler (Fotoğrafçılar, foto muhabirleri, tarih yazıcılar) oluyor.
Fazla gerilere gitmeye gerek yok. 1980 darbeli yılları bu günlerin aynası gibi. O dönemler faşizme karşı mücadele edenler yerlerini nerdeyse dördüncü kuşak torunlarına bıraktılar. Tanık olduklarımızı, yaşadıklarımızı yazıyoruz, çekiyoruz ve nokta koyuyoruz. Bir zaman geliyor meğer nokta değil virgül koymuşuz.
Örneğin nerden esti ise Evrensel’de 2017 yılının 15 mayısında BİR HAKİKAT, BEŞ FOTOĞRAF başlığıyla foto-yorum yapmışım. Şimdi devam etmek lüzümu doğdu diye düşünerek bu haftaki köşemi paylaşıyorum.
'Foto Yorum' dizisinin ‘Bir Hakikat, Beş Fotoğraf’ bölümünde o zaman tutuklu gazeteci Ahmet Şık'ı merkeze almıştım. Bu hafta devamla Cumartesi Anneleri dolayısıyla kuşak değişimine yer vereceğim.
Gördüğümüz yalnızca 5 fotoğraf mı? Bu fotoğraflar ne anlatır?


1.    Fotoğraf: foto: Polat Çağlayan
Hasan Ocak: 21 Mart 1995 günü Emine Ocak, kızı Aysel'in doğum günü için o akşam evde balık yapıyordu, oğlu Hasan telefon etmiş, eve her zamankinden erken geleceğini annesine söylemişti.Hasan evine hiç gidemedi, doğum günü balığı ailecek hiç yenemedi. Ocak ailesi Hasan'ın işkenceyle öldürülmüş bedeninin İstanbul Beykoz ormanlarında bulunup kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü 15 Mayıs 1995 günü öğrendi. Yani 58 gün sonra ...

2.    Fotoğraf: foto: Ahmet Şık
Emine Ocak; Hasan’ın annesi, yıllarını meydanlarda direnerek geçirdi. Ahmet onun en direngen halini fotoğraflamıştı.

3. Foto: Evrensel 


                                                4.Foto: Metin Göktepe

Metin Göktepe: Evrensel gazetesi muhabiri. Bir çok toplumsal olaylar gibi Cumartesi Annelerinin de fotoğraflarını çekmişti. Ahmet Şık’ın meslekten arkadaşı. 8 Ocak 1996’da polisler tarafından dövülerek öldürüldü. Metin’in davası başta meslektaşları olmak üzere halk tarafından sahiplenildi.
5.Fotoğraf:Özcan Yaman
Fadime Göktepe: Metin’in annesi. Metin’le özdeşleşmiş bir isim oldu. Davanın her aşamasında en önde idi. Dayak yedi, yerlerde sürüklendi. Nerede bir hak ihlali varsa orada yerini aldı. Ahmet Şık için “benim 2. Metin’im diyor.
6.Fotoğraf:Özcan Yaman
Ahmet Şık: Gazeteci, Fotomuhabir. Metin Göktepe davasından bu yana “Hak haberciliği” alanında mücadele veriyor. Halen hapiste. Ahmet yalnızca bir fotomuhabir olarak kalmadı. Ahmet yalnızca bir gazeteci/yazar olarak kalmadı. Bu sıfatlarına aktivist kimliğini kattı. Ahmet, insan hakları mücadelesinde ve özgür basın için bir kimlik oldu. Halen basın özgürlüğü ve adalet için  mücadele etmeye devam ediyor.
Evet buraya kadar 2017 mayıs ayında yazdıklarımdı.
Devamla... Ahmet Şık tahliye oldu. HDP’den milletin vekili seçildi. Mecliste Metin Göktepe rozetiyle yemin etti. Cumartesi Annelerinin 700.oturumuna katıldı. Direnenlerin arasında yer aldı. Yıllar önce fotomuhabir olarak o anları çekiyordu. Şimdi ise bayrağı devrettiği foto muhabirler tanıklığa devam ediyorlar.
7. Fotoğraf;Vedat Arık


Cumhuriyet Gazetesinden Vedat Arık Fotoğrafçı Hayri Tunç ve bir çok fotoğrafçı 700. Haftanın karelerini geleceğe taşıdılar. Kuşaklar değişiyor ama yaşananları hafızaya kazıyanlar var olmaya devam ediyorlar.
O halde soru şu; Ne değişiyor?
Bu fotoğrafların çekilmelerine meydan veren olgular mı? Haftalarca zaten Cumartesi Annelerinin eylemlerinde fotoğraflar çekiliyordu. Öne çıkan, gündem olan kaç fotoğraf çıkıyordu, ya da hatırlıyorsunuz? 700.haftada fotoğrafçılar mı çok başarılı çıktı? Değil tabii ki. Bence bu ortamı hazırlayan zihniyet, bu sahneyi yaratanlar bu fotoğrafların çıkmasını sağladı. Usta foto muhabirlerinden Erdoğan Köseoğlu’nun 1 mayıs ve toplumsal olay fotoğraflarını hatırlayın. (Bilmeyenlere önerim lütfen internetten Erdoğan Köseoğlu diye aratın) Sonrasında Ali Öz, Ahmet Şık, Hayri Tunç ve Vedat Arık. Ustalarından aldıkları birikimle bugünleri tarihe not ediyorlar.
Sahi ne değişti? Fotoğrafı çekenler mi? Fotoğraftakiler mi? Ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler değişimin kendisini gerekli kılıyor. Hak, Hukuk ve Adaletsizlik sansürle buluşup anti demokratik uygulamalar olarak topluma yansıdığında, toplumsal muhalefette karşılığını bulur ve bu yaşananları da kaydedecek başarılı fotoğrafçıları ve foto muhabirlerin çıkmasını sağlar. Alaz Erdost’un sosyal medyada yaptığı ironik paylaşımla virgül koymaya devam...
‘’Babam İlhan Erdost’ un kalp krizi geçirdiğini, Uğur Mumcu’nun aşk cinayetine kurban gittiğini, Sivas Katliamı’nda canlarımızın çatışma sonucu öldürüldüklerini, Metin Göktepe’nin duvardan düştüğünü, Ali İsmail Korkmaz’ı da arkadaşlarının dövdüğünü söylemişlerdi. Hatırlatayım istedim.’’




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...