Translate

Bu Blogda Ara

440) İTİRAZIM VAR! Evrensel - 30 Kasım 2018- Özcan Yaman



İTİRAZIM VAR!
Sosyal bir hukuk devleti ile asosyal bir devlet arasındaki farkı açıklar gibi bir gelişmeyi gecen hafta yaşadım.Konu her ne kadar benimle ilgili görünse de aslında genel.
10 Ekim 2015 yılında Barış ve Demokrasi mitingine katılmak için bir grup arkadaşla Ankara'ya gittim. Devletin gerekli önlemi almaması nedeniyle bir çok kişi gibi katliamı yaşamak zorunda kaldım. Tanık oldum, belgeledim, sorguladım. İstanbul'a gelince TİHV'ye (Türkiye İnsan Hakları Vakfı) başvurdum, tedavi gördüm ve psikolojik durumumla ilgili raporu 26 Aralık 2016 tarihinde aldım. Yaşadıklarımı
yazdım, fotoğrafları paylaştım,
ulusal ve uluslararası bir çok medyada yayınlandı. Çektiğim fotoğraflar, AFP (Fransız basın ajansı) tarafından Atlanta'da yapılan 2015 yılı basın fotoğrafları yarışmasında dünya ikincisi oldu.
Sonra davalar başladı. Ceza davasına müşteki olarak katıldım. Duruşmaları izledim, yazdım ve yine fotoğraflayıp paylaştım. Bu arada tazminat davası açılması için yoğun gayret sarf ettim. 1 Nisan 2016 tarihinde Ankara 17. İdare Mahkemesinde tazminat davası açıldı. Avukatım kalınca bir dosyayı belge olarak mahkemeye sundu. (TİHV'nin verdiği rapor, ulusal ve uluslararası medyada yayımlanan fotoğraflar, katliam anında orada olduğumu gösteren fotoğraflar, katliam anından itibaren yazdığım yazılar...)
Bu arada katliamın birinci yıl dönümünde, kendilerine milliyetçi diyen ırkçı, faşist bir grup tarafından tüm sosyal medya hesaplarım hacklendi. Ankara katliamıyla ilgili hakaret ve küfürler paylaştılar. Suçluların yakalanması için savcılığa suç duyurusunda bulundum. Hâlâ yakalanmalarını bekliyorum.
31 Ocak 2018 tarihinde Ankara 17. İdare Mahkemesi tazminat davasında karar verdi. Özetle;" Sosyal risk ilkesi" gereği ile Ankara Bölge İdare Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile tazminat ödenmesine karar verdi. Bu karar benim durumumda olan patlama anında orada olan herkes için emsal olacak bir karardı...
Bu karar üzerine İçişleri Bakanlığı, Ankara Bölge idare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesine itiraz etmiş. "Talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğu ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı ileri sürülmüş..." Mahkeme 26 Eylül 2018 tarihinde karar vermiş.
Diyor ki;" Bakılan davada, her ne kadar davacı tarafından, patlama nedeniyle manevi yıkım yaşadığı iddia edilmiş ise de dosyadaki bilgi ve belgeler ile davalı idarelerin savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, DAVACININ PATLAMADA KİŞİLERİN ÖLÜMÜNE VE PARÇALANMASINA TANIK OLMASI NEDENİYLE YAŞADIĞI TRAVMANIN TEK BAŞINA BU DURUMUN TAZMİNİ İÇİN YETERLİ OLAMAYACAĞI, AKSİ DURUMDA HER OLAYDAN ETKİLENEN İÇİN TAZMİNİ SONUCUNU DOĞURACAĞI, BU DURUMUN DA MANEVİ TAZMİNATIN AMACINI AŞAR ŞEKİLDE SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYE NEDEN OLABİLECEĞİ GİBİ KALDI Kİ, DAVACININ PATLAMANIN GERÇEKLEŞTİĞİ ESNADA OLAY YERİNDE OLDUĞUNU VE BU NEDENLE TRAVMA GEÇİRDİĞİNİ KANITLAR SOMUT BİR DELİLİN BULUNMADIĞI HUSUSLARI DİKKATE ALINDIĞINDA... davacının 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde meydana gelen patlamada olay yerinde bulunduğundan bahisle maruz kaldığı manevi zararın tazmini istemi başvurunun zımnen reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından manevi tazminat talebinin reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı istinaf isteminin REDDİNE..." Oy birliği ile karar verilmiş.
Şimdi; gerekçe gayet açık. Yukarıda büyük harflerle yazılı yer. Yani emsal olur diğerleri de dava açarsa devlet zarara girer. İŞTE BENİM BUNA İTİRAZIM VAR.
Bana gelen bilgilere göre, aynı durumda birinci mahkemede tazminatı (göstermelik de olsa) kazananlar ikinci mahkemede kaybetmişler. Yalnız ben değilmişim. 
Söylemem gerekir ki; 
-ölenler bize siper oldukları için öldüler. Aileleri tazminat alsın diye değil! 
-Yaralanan arkadaşlar tazminat almak için yaralanmadılar! 
-Bizler mitinge gittik, katledilmeye değil, katliamı yaşayıp tazminat almak için gitmedik! 
Bir kez daha söylüyorum: Devlet bu katliamdan sorumludur. Gar olayı, gar patlaması, terör olayı diyerek suçunu örtemez. Daha "katliam" kelimesini kullanamayan devlet ve yetkilileri "sosyal bir hukuk devleti" tanımlamasını da kullanamaz. Ankara Katliamı'nı soruşturan ceza davasının sonucu bile bir kez daha haklı olduğumuzu göstermiştir. Bu konuyla ilgili çokça yazdık yazdık yazdık.
Hiçbir şeye sahip değilim. Menkul, gayrimenkul, yani ev, araba vs. yok. Emekliyim. Kirada oturuyorum. Fotoğraf çekiyorum, yazıyorum. İtiraz edeceğim. AYM'ye gideceğim, AİHM'ye gideceğim. Haklarımı sonuna kadar kullanacağım. Ta ki asosyal olan devletin, sosyal bir hukuk devleti oluncaya kadar. Yıllar sonra da olsa kazanacağım tazminatı yeni katliamların yaşanmaması ve adaletsizliğin ortadan kalkmasına yarayacak alanlar da kullanacağımdan kimsenin şüphesi olmasın...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarsanız yardımcı olursunuz...